BBP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Ulupınar, düzenlediği basın toplantısında 2019 yılını değerlendirdi. 2019 yılının en önemli olaylarından birisinin Barış Pınarı Harekatı olduğunu vurgulayan Ulupınar, “Güvenlik güçlerimiz ülkemizin sınırlarını, halkını, vatanın bölünmez bütünlüğünü, bunların yanı sıra sınırlarımızın hemen ardında küresel güçlerin ve onların taşeronu olan terör örgütleri eliyle yersiz yurtsuz kalan soydaşlarını dindaşlarını komşularını hiçbir ayrım gözetmeden tüm mazlum halkları korumak adına Barış Pınarı Harekatını gerçekleştirdi” dedi. 2019 yılında ABD ile yaşanan sorunların da anılacağı bir yıl olduğunu ifade eden BBP Merkez Karar ve Yönetim kurulu üyesi Ahmet Ulupınar şunları söyledi: “ABD’nin jandarmalığını yaptığı küresel emperyalizm Türkiye’yi ve içinde bulunduğumuz bölgeyi kendi hain emellerine ve menfaatlerine göre hiçbir hukuk ve insanlık ölçüsü tanımadan bölgeyi dizayn etmek için haklarını ve varlığını koruyan eklimizi çeşitli yollarla etkisiz kılmaya çalışmıştır. Ege ile birlikte 4400 km.yi bulan sahil şeridi uzunluğuna sahip olan ülkemizi Akdeniz’de Antalya körfezine hapsetmeye çalışan bu girişimlerin Libya ile yaptığımız askeri ekonomik siyasal işbirliğini engelle çabaları da aynı merkezden aynı maksatla yürütülmektedir. Bir diğere konuda elbette Uygur Türklerinin yaşadığı zulümdür. Uygur Türklerinin yaşadığı tüm bölgelerde asimilasyon devam ediyor, inançlarını yaşamalarına asla müsaade edilmiyor. 1949 yılından beri Çin zulmü devam ediyor. Bu konuların hiçbirisine BBP olarak bir iç siyaset meselesi olarak bakmadık. Tümü bizim için devlet meselesidir. Hepsi ülkemizin, devletimizin ve milletimizin güvenliği ilgilidir. BBP’nin varlık sebebi ülkesi, devleti, milleti ve onu kuşatan ayakta tutan değerleridir. Hiçbir politik hesaba tenezzül etmeden bu değerlere bağlı olarak var olmaya devam edeceğimizi gururla ifade etmek istiyorum. Bu yıl Milli Mücadele’nin 100. Yılını kutladık. 2020’de TBMM’nin 100. Kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Güçlü bir ülkeyiz. Kendimize en çok birbirimize güvenmeliyiz. Aslında buna mecburuz. Birlik olduğumuz sürece, beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece, hiç kimsenin bizi asla mağlup edemeyeceğine, milletimizin, geleceğe emin adımlarla yürüyüşüne kimsenin engel olamayacağına inancımız tamamdır.”