Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlara ilişkin basın açıklaması yaptı.

Boğaziçi Üniversitesinde yaşananları büyük bir üzüntü içerisinde takip ettiklerini ifade eden Elagöz, Öncelikle belirtmek isteriz ki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. maddesinde ‘Herkes, önceden izin almaksın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir’ der.  Bu anayasal hakkın hukuki dayanak olmadan kısıtlanmasının ve akabinde kolluk tarafından yine herhangi bir dayanak olmaksızın keyfi şekilde talimatlarla ardından gözaltına alma işlemlerinin yapılmasının demokratik hukuk devletinde asla yeri yoktur”  şeklinde konuştu.

Başkan Mustafa Elagöz şunları söyledi: “Ülkenin en zeki gençlerinin okuduğu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve akademisyenlerinin haklı ve meşru protestosuna karşı bu haklı protestoyu meşru zeminden çıkartmak ve toplumsal desteği kırmak adına alışık olduğumuz usullerle araya provakatörlerin sokulması karşısında, devleti yönetenlerin provakatörleri tespit ederek yaptırım uygulaması beklenirken tek amacı üniversitesine sahip çıkan öğrencilerimizin genelinin terörist ilan edilmesi asla ve asla kabul edilemez. Maalesef ülkemizde idarenin işlem ve eylemlerini onaylamayan herkes kolay bir şekilde terörist ilan edilmektedir. Bu kutuplaşma politikası ülkemize fayda değil, aksine zarar vermektedir. Yönetenlerin tüm toplumu kucaklayıcı olması beklenirken aksine toplumu kutuplaştırmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

Biz hukukçular, tarih boyunca mazlumların hak arayışı mücadelesinde en ön safta yer aldık. En ön safta hukuku savunurken kaybetmekten korkmadık! Hukuk devletinin, cumhuriyetin kazanımı olan gençlerin demokratik dik duruşu tarihi bir mücadeledir. Onurumuz olan cübbemiz, hukuksuzluğa uğrayanlara kalkan olmaya devam edecektir. Ses çıkartmak, itiraz etmek, fikirlerini açıklamak demokratik toplumun olmazsa olmazıdır. Ses çıkartan, itiraz eden, fikirlerini açıklayan olmadıkça demokratik toplumdan bahsetmemiz mümkün değildir. Bu yüzden hukuka bağlı kalacağımıza ettiğimiz yeminle, evrensel hukuk düzleminde meşru olan her sese, her itiraza, her fikre sahip çıkacağız. Sahip çıkmak zorundayız.

Yönetenleri hukuka saygılı olmaya ve üniversitenin taleplerine seyirci kalmamaya davet ediyoruz.”