Kadına yönelik şiddeti önlemek için TBMM’de verilen kanun tekliflerini reddeden AKP iktidarının, infaz yasasında şiddet sanıklarının da yararlanacağı düzenlemeler getirmesine CHP’den tepki geldi. Eskişehir’de 23 kez suç duyurusunda bulunduğu eski eş olan erkeğin satırlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan soruşturmasında aradan geçen dört aylık sürede hiçbir adım atılmamasını TBMM gündemine getiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “İhmali olanlar hakkında hiçbir adım atılmadı. Meclis’e getirdiğimiz kadına şiddeti önleme kanun teklifi de AKP-MHP bloğu tarafından reddedildi. Üstüne şimdi de infaz paketinde kadına yönelik suçlarda cezasızlık algısı yaratabilecek indirimler gündemde. Bu adım şiddetin katlanmasına neden olur. Kadın cinayetlerine karşı aynı korona salgını le mücadele gibi ulusal bir kampanya başlatılması şart” dedi.

Cezasız 109 günde 82 Ayşe daha öldürüldü

CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer’in, 6284 sayılı kanunun, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi ile uyumlu hale getirilerek, kadına yönelik şiddette arabuluculuk ve uzlaştırma dahil zorunlu alternatif uyuşmazlık yollarının yasaklanması yönünde verdiği kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. 

Çakırözer, oylama öncesi yaptığı konuşmada, Eskişehir’de eski eş olan erkeğin satırla yaralanmasının ardından hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın hayattayken kolluk ve yargıya yaptığı 23 suç duyurusu olduğunu anımsattı.  Cinayet sonrasında yapılan açıklamalar ve Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başlatılan soruşturmaların sonuçsuz kaldığına dikkat çeken Çakırözer, “Ayşe Tuba’yı yaptığı 23 suç duyurusuna rağmen koruyamayan savcı, hakim, polis, aile bakanlığı uzmanı dahil tüm kamu görevlilerinin hiçbiri hakkında tek işlem dahi yapılmış değil. İşin hazin yanı ise biz,  HSK ve Başsavcılık soruşturmalarının sonucunu sabırsızlıkla beklerken 109 gün içinde isimleri, şehirleri farklı 82 Ayşe daha öldürüldü. Sadece geçen yıl erkekler 474 kadın öldürüldü. Vahim ihmalleri cezalandırmak için daha kaç kadının ölmesi beklenecek. Bunlar göz göre göre cinayet değil de nedir ” dedi.

"Göz göre göre ölüm." demeyelim de ne diyelim

Ayşe Tuba Arslan’ın ölümünün ardından Eskişehir’de avukatların hazırladığı raporu Meclis kürsüsünden hatırlatan Çakırözer, “Eskişehir’de avukatlar rapor hazırladılar. Raporda ‘Ayşe Tuba Arslan’ın can güvenliğinin tehlikede olduğundan adli makamların bilgisi vardı. Onlarca başvuru yapmasına rağmen, gerekli ve yeterli önlem alınmadı.’ Kim nasıl, almamış işte bu raporda var. Aile Mahkemeleri, Ayşe Tuba’ya yönelik sistematik şiddeti ısrarla görmezden gelmiş, Faile zorunlu hapis cezası, elektronik kelepçe gibi önlemlerin hiçbiri uygulanmamış, Aile Bakanlığının Eskişehir Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, 23 suç duyurusu yapan Ayşe Tuba'yla ilgili bir dosya dahi açmamış. Tedbir kararlarının uygulanıp uygulanmadığını takip etmemiş. Kolluk gücü, kararların infazı için gerekeni yapmamış. Ayşe Tuba, mahkemelerce ısrarla, fail eski eşiyle uzlaşmaya yönlendirilmiş ve bu süreçler ona yeni saldırılara zemin ve zaman kazandırmış. Tüm bu ihmallerin sonucunda, 23 başvuruya rağmen, etkili ve caydırıcı ceza verilmeyen zanlı, Ayşe Tuba'yı öldürdü. Buna biz "Göz göre göre ölüm." demeyelim de ne diyelim dedi.

Korona gibi ulusal kampanya şart

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönünde verdiği kanun değişikliği teklifinin reddedilmesinin ardından AKP tarafından gündeme getirilen infaz paketinde, kadına cinsel suçların da infaz indirimi kapsamına alınacak olmasına tepki gösteren Çakırözer, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kadına ve çocuklara karşı suçlarda cezasızlık algısı yaratabilecek maddeler son yıllarda artan şiddetin daha da katlanmasına neden olabilir. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için ceza indirimine, infaz indirimine değil, aynı korona salgını ile verdiğimiz mücadeleye benzer bir ulusal kampanyaya ihtiyaç var”

Şiddetin yeni bahanesi virüs olmamalı

Koronavirüs salgını ile mücadele döneminde, yurttaşların evlerinde kalmasının istendiğini anımsatan Çakırözer, “Salgın nedeniyle eve kapanma süreçlerinin kadınlara yönelik erkek şiddetinin yeni bir bahanesi olmasına izin verilmemelidir. Şiddet tehdidi altındaki kadınların acil yardım hatlarına hızlı erişimi mutlaka güvence altına alınmalıdır. Sığınma evlerindeki kadınların korunması için önlemler ihmal edilmemelidir” dedi.