Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi tarafından, “Tüp Bebek Yardımla Üreme Teknikleri” konulu panel düzenlendi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Tüp Bebek sorumlusu Dr. Fatih Öğüç konuşmacı olarak katıldı.

Günümüzde çocuk sahibi olma zorluğunun güncel konulardan biri haline geldiğini ifade eden Dr. Öğüç, genetik faktörler başta olmak üzere, gelişen ve değişen teknoloji ile elektromanyetik dalga yayan her türlü unsurun erkek ve kadın hücrelerini olumsuz etkilediğini belirtti.

 

Genetik faktörler ve çevresel faktörler de bunun üzerine bindiğinde çocuk sahibi olma zorluğunun daha çok yaşanmaya başladığını söyleyen Acıbadem Eskişehir Hastanesi  Tüp Bebek Sorumlusu Öğüç, “Zaten toplumda her 100 çiftten 20’si çocuk sahibi olma zorluğu yaşıyor. Biz bu 20 çifte yaklaşırken yarısını erkeğe bağlı nedenler, yarısını da kadına bağlı nedenler olmak üzere yaklaşıyoruz. Yani çocuk sahibi olmak isteyen çift bize geldiğinde yüzde kırk kadına, yüzde kırk erkeğe, yüzde yirmi de her ikisine ait problemler olarak değerlendiriyoruz” dedi.

 

EN ÖNEMLİ KRİTER YAŞ

 

Son dönemlerde evlenme yaşının arttığını dile getiren Dr. Öğüç, “35 yaşın üzerinde evlenen çift sayısı çok yüksek. Bizim de üreme sağlığımız için en önemli kriter yaş. Yaş faktörü özellikle kadında arttıkça, üreme üzerinde ki başarı oranı azalır. Yani, ister kendi haline bırakalım, ister tedavi yöntemi uygulayım sonuç olarak tedavideki başarı şansını en çok etkileyen faktör yaş. Bir çift bize başvurduğunda biz bu çifttin öncelikle yaşını soruyoruz. Arkasından, ne kadar süredir çocuk sahibi olma zorluğu yaşadığına bakıyoruz. Bu süre eğer 30’lu yaşların altındaysa ve bir yıldır düzenli bir cinsel yaşamı olmalarına rağmen gebe kalınamıyorsa, biz bu çiftimizi, 30 yaşına gelene kadar bir yılın sonunda kabul ediyor ve araştırmaya başlıyoruz” dedi.

Bu araştırmanın Tüp bebek için olmadığını açıklayan Dr. Öğüç tedavi süreci için, “Eğer sperm faktörü normal, yumurtlama düzenimiz ve yumurtalıklarımız normal ise, o zaman rahim temeliyle ardından da aşılamalar uygulayarak hastamızı yaklaşık bir yıl daha (hastamız 30 yaşının altındaysa) izliyoruz. Bu tür denemelerimize rağmen hiçbir sorun olmadığı halde ve iki üç aşılama yapmamıza rağmen hala gebe kalınamazsa 30 yaşın altındaki bu tür hastalarımız bizim için tüp bebek uygulanacak hastalarımız oluyor” şeklinde konuştu.

 

35 VE 40 YAŞ İÇİN DURUM FARKLI

 

Üreme sürecinde 35 ve 40 yaş için farklı dinamikler olduğunu belirten Dr. Öğüç, “35 yaşın ve 40 yaşın farklı dinamikleri var. Eğer çocuk sahibi olmak isteyen çiftimiz 35 yaşın altında ise bu süreyi bir 6 ay olarak kabul eder, 6 ay tedaviye geçer, buna rağmen hala çocuk sahibi olunamıyorsa o zaman bizim için bir buçuk yıl sürecek tedavi sürecini başlatırız. 35 ve 37 yaş grubu için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Ama bir çift bize 38 yaşında gelirse o zaman daha acele davranıyoruz yani 38 ve 40 yaşındaki bir hastada 6 aylık bir uğraş olmuyor biz bu çiftimizi daha çok tüp bebek vakası olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu. Dr. Öğüç, bu duruma neden olan faktörleri şöyle açıkladı:” Bu yaş aralığındaki hastalarımızın tüm yumurtaları, özellikle kadınlar için yüzde 70’i problemli, sağlıklı değil. Bunun içinde 40 yaş öncesinde acele etmemiz gerekiyor”

 Dr. Öğüç son olarak, “Gelin bir doktorumuza muayene olun, kontrol edelim. Yumurtalıklarınızı, rahminizi ve yumurta rezervinizi değerlendirelim. Bunlar eğer sağlıklıysa zaten 35 yaşın altındaki hastayı bekleyebiliriz. 6 ay tedaviye geçer, buna rağmen hala çocuk sahibi olunamıyorsa o zaman bizim için bir buçuk yıl sürecek tedavi sürecini başlatırız” dedi.

Editör: TE Bilişim