Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, grip mevsimi uyarısında bulunarak COVID-19, grip ve soğuk algınlığı hastalıklarının birbirine karışma ihtimalini dile getirdi.
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, COVID-19, grip (influenza) ve soğuk algınlığının virüslerle gelişen solunum yolu hastalıkları olduğunu belirtti. Kartal, COVID-19, etkeni SARS-COV2 dediğimiz yeni bir koronavirüstür. Gribin etkeni influenza virüsüdür. Soğuk algınlığına da sayıları 200’ü aşan çeşitli virüsler neden olmaktadır. Soğuk algınlığı büyük oranda hafif seyirli bir tablodur. Influenza ve COVID-19 ise asemptomatik veya hafiften, şiddetli hastalığa ölüme uzanan geniş bir yelpazeye yayılır. Her üç hastalıkta da bulaşma; enfekte kişilerin virüs içeren solunum yolu damlacıkları ile direkt temas ya da enfekte kişilerin solunum sekresyonlarının bulaşmış olduğu elleri ile (tokalaşmak), çevresel yüzeylere dokunmak suretiyle gerçekleşir. Alınacak tedbirler her üçünde de benzerdir. Ancak mutlak korunma yolu aşıdır. Günümüzde gribe karşı koruma sağlayan bir aşı mevcuttur. COVID-19’a karşı aşı çalışmaları çok ileri bir düzeydedir. Soğuk algınlığı etkeni çok fazla virüs olduğundan aşısı ya da aşı çalışması bulunmamaktadır. Çok fazla etken olduğu için de yıl içinde birden fazla soğuk algınlığı geçirilebilir.” dedi
Grip aşısı süreci devam ediyor
Prof. Dr. Kartal, her yıl geliştirilen grip aşısının sadece aşının içeriği olan influenza A ve B virüslerine karşı koruma sağladığını belirterek aşılamanın mart ayının sonuna kadar gerçekleştirilebileceğini hatırlattı ve “Hazırlanan aşı ile dolaşımda saptanan virüslerle antijenik benzerlik varsa aşı yüzde 50-80 korunma sağlayabilmektedir. Aşı yapıldıktan 2 hafta sonra koruma başlamakta ve grip virüsünün dolaşımda olduğu 6 ay süre ile koruyuculuk devam etmektedir. Aşının ne içeriği olmayan diğer influenza virüslerine, ne soğuk algınlığı virüslerine, ne de COVID-19’a karşı hiçbir koruma etkinliği yoktur. Grip aşısı; grip yanında, grip sonrası gelişme riski bulunan pnömokok dahil ikincil bakteriyel enfeksiyonların da bir ölçüde önlenmesini sağlamaktadır. İnfluenza aşısı 65 yaş üstü kişilere, immun sistemi baskılanmış olanlara, kronik hastalıkları bulunanlara, gebeliğin 2-3 trimestirinde influenza mevsiminde olacak gebelere ve aşırı şişman kişilere önerilmektedir. Keyfiyete bırakılmaksızın bu risk gruplarının mutlaka aşılanması sağlanmalıdır.” diye belirtti.
"Gerekli tedbirlere uyum ile tüm solunum yolu enfeksiyon etkenlerinden korunmak mümkündür"
Kalabalık ortamlardan uzak durulması, maske, mesafe, temizlik kurallarına uyulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal açıklamasını “Mevsim itibarı ile solunum yolu hastalıklarının birbiri ile karışma ihtimali bulunmaktadır. Öte yandan gerekli tedbirlere uyum ile tüm solunum yolu enfeksiyon etkenlerinden korunmak da mümkündür. Ayrıca risk grubunda olanlar grip aşısı ve pnömokok (zatürre) aşısı ile grip ve pnömokok enfeksiyonlarına karşı korunabilirler. Bu yöntemle en azından aşısı olan etkenleri bertaraf ederek vücudun birden fazla solunum yolu etkeni ile mücadele etmek zorunda kalınmasının önüne geçilmiş olunur. Ayrıca bu hastalıkların tanı kargaşası önlenebilir ve klinik yaklaşım, hastane hizmeti süreçleri bir ölçüde daha kolaylaşabilir” ifadeleri ile sonlandırdı.