8 Mart 1857’de New York’ta hak arayan tekstil işçisi kadınlara ABD kolluk kuvvetlerinin ve sokak çetelerinin saldırması sonucu 129 kadının dövülerek ve yakılarak öldürüldüğü tarih olduğunu ifade eden Kılıç,  “8 Mart tarihi bu kadınları anma günüdür. Bizce asla bayram falan değildir. İktidarlar tarafından verilen bir lütuf asla değildir. 8 Mart, kadın emeğinin sömürülmesine karşı kadınların insanca yaşayabilmek için canları pahasına verdikleri en az 150 yıllık bir mücadeleyi temsil etmektedir.” dedi.

“ŞEHİTLERİ” YAD ETTİ

Bursa’dan Ankara’ya 8 Mart eylemine gitmek için yola çıkan Türk-Metal kadın işçisi 7 kişinin yolda trafik kazası geçirip hayatını kaybettiğini aktaran Kılıç,  “Bu arkadaşlarımızı saygı ile anıyoruz ve kadın hareketinin ‘Şehitleri’ olarak yad ediyoruz. Mekanları cennet olsun. Yine Bursa’da 9 tekstil işçisi kadın arkadaşımızın, minibüs şoförünün kapısını kadınların üstüne kilitlemesi sonucu arabanın elektrik sisteminden çıkan yangın nedeni ile diri diri yanmalarını hala affetmiyoruz.” diye konuştu.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Kılıç açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Günümüzde erkek-kadın ücret eşitsizliği had safhada olduğu, her gün 3-4 kadın cinayetinin yaşandığı, mobingin yüzde 90 kadınlara uygulandığı, kanunla bile öngörülen doğum öncesi ve doğum izni konusunun, süt izninin hatta yıllık izinlerinin bile istismar edildiği bir ortamda ‘İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılması 6284 sayılı kanunun uygulanmaması, kadın cinayetlerinin önlenmesi için İLO sözleşmesinin 190’ncı maddesi bir an önce imzalanması gerekirken, bizce bu olayların ve aymazlığın münferit olmadığına iktidarın apolitik tutumundan kaynaklandığı, Erkek egemenlik sisteminin algı operasyonları ile topluma enjekte edilmeye çalışıldığını gözlemliyoruz ve yaşıyoruz.”

“GÜCÜMÜZÜ DAYANIŞMADAN ALIYORUZ”

Son yaşanan deprem felaketinin kadınların omuzlarına çok ağır yük bindirdiğini belirten Hatice Kılıç, “Çadırda çamaşır, bulaşık, yemek, çocukların bakımı (olmayan imkânlarla) kadınların analık içgüdüsü ile bir kez daha deprem etkileri yarattı. Bu depremin en büyük mağdurları yine ‘kadınlar ve çocuklar’ oldu. Tabii ki helalleşmeyeceğiz sandıkta hesap soracağız.” şeklinde konuştu. Tüm olumsuzluklara rağmen emek sömürüsüne, işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz çalışmaya, savaşa, erkek devlet şiddetine, cezasızlık politikalarına, ayrımcı ve nefret dilinin kullanılmasına, erkek egemenliğine, şiddete karşı mücadeleye devam edeceklerini belirten Kılıç, “Değiştirecek gücümüz var diyoruz.  Gücümüzü dayanışmamızdan alıyoruz.” dedi.

ÖZGECAN ASLAN’IN BABASININ SÖZLERİ…

“İşin özü işçi-işçidir” diye konuşan Hatice Kılıç, “Bunun kadını erkeği olmaz. Bunu ayırmak en büyük ayrımcılıktır. Her türlü ayrımcılığa karşıyız ve yapanları kınıyoruz. ‘Yaşasın kadın- erkek eşitliği’ diyerek, kadın erkek demeden birlikte direneceğiz. Vahşice katledilen Özgecan Aslan’ın babası Mahmut Aslan’ın sözleriyle bitirelim. ‘Kadına şiddet, insanlığa ihanettir. Kadınlar bu zulmü hak etmiyor.’ ifadelerini kullandı.

                                                                                                                                                            

Editör: şenay Yıldırım