Memur-Sen Eskişehir Temsilcisi Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman, yaptığı açıklamada uyarılarda bulundu. Karaman, “Sendikamızın Arifiye mahallesindeki şube binasının yakınlarında bir çok kurs merkezi var. Ortaokul ve lise çağındaki yüzlerce öğrencinin kurslara gittiğini görüyorum. Etraftaki kafeteryaların kaldırımlara taşan sandalyelerinde sosyal mesafe tanımaksızın oturup sohbet ediyorlar. Özel eğitim kurslarının yoğun bulunduğu bu mahalde hiçbir önlemin alınmadığını da maalesef görüyoruz.
Ancak ne yazık ki mesele sadece sosyal mesafe de değil.
 

Bildiğimiz kadarı ile bu özel öğretim kurumları kısa çalışma ödeneğinden yararlandılar. Yani çalışanlarını işe getirmediklerini söyleyip devletten destek aldılar ve almaya devam ediyorlar.
Peki öğretmenleri kuruma gelmiyorsa bu çocuklar kurslara neden gidiyor ve kimlerden ders alıyorlar?
Bu konunun mutlaka araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir husus ise; mevcut kurallara göre devlet okulları ve özel kurumlar sadece 8 ve 12. sınıf öğrencileri için kurs açıp şartlar yerine getirilerek yüz yüze eğitim verilebiliyor. Fakat okul yöneticisi arkadaşlarımız 7, 9,10 ve 11. sınıf öğrenci velilerinin “çocuğumuz okulun vereceği uzaktan eğitime katılamayacak çünkü o saatte kursa gidiyor” dediklerini söylüyorlar. Yani yasak olmasına rağmen ara sınıflarda yüz yüze eğitim verildiği bizzat veliler tarafından okul yönetimlerine söyleniyor ve okulların verdiği online eğitime katılmak yerine yüz yüze eğitimi tercih ettikleri bildiriliyor.

Veliler “Falanca özel öğretim kurumu 11. Sınıf öğrencisine yüz yüze kurs veriyor sizler neden vermiyorsunuz? diyorlar. Sanki devlet okulları gerekeni yapmıyormuş gibi bir algı oluşturuluyor ki bu da okul idareleri ile velileri karşı karşıya getiriyor. Ve sonuçta okulların verdiği online eğitim maalesef değersiz hale getiriliyor. Okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz mesai mevhumu olmaksızın sabahtan akşama kadar binbir zorlukla bilgisayar karşısında çocuklarımız için çaba sarfederken özel eğitim kurumlarına tanınan ayrıcalık nedeniyle bu çaba değersizleştiriliyor.
Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi de göz ardı edilmiş oluyor. Mutlaka en kısa zamanda gerekli denetimler gerçekleştirilmeli ve kamu kurumlarını ve kamu görevlisi eğitim çalışanlarını itibarsızlaştıran bu duruma bir an önce son verilmelidir.
Bu sürecin böyle yürümesine müdahale edilmezse buradan tek bir mana çıkar. Bu da şudur; devlet kendi okullarında yüz yüze eğitimi durdurmuş, bu işi özel öğretim kurumlarına devretmiştir. Maddi imkanı olmayan aileler ise ne yazık ki çaresizliğe terk edilmiştir.
Ağızlarını her açtıklarında eğitimin parasız ve devlet eliyle verilmesini savunuyoruz diyen sendikaların, çalışanlarında koronavirüse rastlanan okullarımızın isimlerini alt alta sıralayıp yayınlamaları, korku ve paniği arttırıp öğrenci ve velileri özel eğitim kurumlarına yönlendirmeleri işin göz ardı edilmemesi gereken diğer bir boyutudur.
Bu süreç ekonomik imkanı olan ile olmayan arasındaki var olan eşitsizliği daha büyük bir hızla büyütecektir. Tüm yetkilileri, devlet kurumlarını itibarsızlaştıran, ortaya konulan emeği heba eden bu duruma dur demek için göreve davet ediyorum.”dedi.