Afyonkarahisar’ın tek keçe ustası, doğal yollarla ürettiği çoban kepeneklerini Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerine gönderiliyor.
Doğal bir izolasyon malzemesi olan ve tamamen doğal kuzu yününden üretilen çoban kepenekleri, yazın gelmesiyle birlikte dağda hayvan otlatan çobanların neredeyse vazgeçilmezi. Kışın soğuktan, yazın ise sıcaktan koruyan kepenekleri üreten Afyonkarahisar’ın tek keçe ustası olan ve aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı verilen 55 yaşındaki İsmail Erkuş, çobanların ihtiyacı olan kepenekleri yetiştirmek için pandemi dönemi boyunca gece gündüz çalışıyor.
“Keçecilik dededen gelen bir meslek”
Deden gelen keçecilik mesleğini sürdürdüğünü aktaran Erkuş, “Bizim mesleğimiz keçecilik, deden gelme bir meslek bu. Çoban kepenekleri, yatak üzerine keçeler, diriliş filminde kullanılan çadır keçeleri, ayakkabı keçeleri, bel korseleri gibi yünden ne yapılabiliyorsa her şeyin imalatını yapıyoruz” dedi.
“İşlerimiz şu anda çok iyi”
Şuanda hayvanların dağa çıktığı mevsim olması nedeniyle işlerinin çok iyi olduğunu aktaran Erkuş, “Şuanda hayvanların dağa çıktığı mevsimler. Çoban mecburen hayvanının dağa çıkarmak zorunda o yüzden de bizden kepeneği alıyor. Kepeneklerimizi ve keçeleri sipariş ve istek üzerine yapıyoruz” diye konuştu.
“Yazın sıcaktan, kışın ise soğuktan korur”
Kepeneklerin çobanın her şeyi olduğunu söyleyen keçe ustası Erkuş, “Yazın sıcaktan korur, kışın ise soğuktan korur. Kepenek çoban için bir evdir. Siparişlerimizi Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz, internet satışlarımız falanda var. Halılar, kilimler, şapkalar gibi ürünleri de yapma imkânımız var. Covid-19 nedeniyle ilk etapta 15-20 gün bir kapalılık dönemi oldu bizim için ama ondan sonra dükkânımızı açtık ve işlerimize devam ettik” dedi.
Çoban kepeneği kuzu yününden üretiliyor
Çoban kepeneğinin kullanıma hazır hale gelebilmesi ne tür aşamalardan geçtiğini anlatan Erkuş şu ifadelere yer verdi:
“Çoban kepeneği ilk önce kuzudan kırkılıp gelen yünler biz de yün tarama makinesi dediğimiz makinede inceltilir. Daha sonra hasırların üzerine belli bir şeklinde serilir. Kalıp tepme makinesi dediğimiz bir makine vardır, o makineye verdikten sonra bir saat döver o makine. Daha sonra çıkartırız onu iki kat haline getiririz. Kalıp makinesine bir daha veririz onu biz. Oradan çıkan keçeleri sıcak suyun buharıyla pişirme denilen makinede sıkıştırarak onları keçe haline getiririz.”