Eskişehir Şehir Hastanesi’ne böbrek rahatsızlığı nedeniyle gelen Halil İbrahim Belyurt’un hayatı aynı anda yapılan iki operasyonla değişti.
Eskişehir’de yaşayan ve belediyede işçi olarak çalışan 45 yaşındaki Halil İbrahim Belyurt, şiddetli yan ağrısı ile bir ay önce Eskişehir Şehir Hastanesi’ne gitti. Yürümede ve tuvalet ihtiyacını gidermede sıkıntılar yaşayarak acı çeken Belyurt, Üroloji Uzmanı Dr. Çocuk Kaya tarafından muayene edilince, çekilen tomografide idrar kanallarını kapatan taşlar tespit edildi. Acil ameliyata alınması gereken Belyurt’un fazla kilosundan dolayı böbrek ameliyatında genel olarak kullanılan pozisyonun uygulanması pek de mümkün değildi. Farklı yöntemlerle ameliyatın yapılmasına karar veren doktor, ameliyat esnasında hastanın mesanesinde tümör tespit etti. Böbrek taşı ameliyatı olarak başladıkları operasyonda tümörü de almalarıyla Halil İbrahim Belyurt, iki rahatsızlığından birden kurtulmuş oldu.
“Bu acil ameliyat sırasında da hastanın mesanesinde bir tümöral kitle olduğunu da gördük.”
Hastanın fiziki koşullarından dolayı alışılagelmiş yöntemlerin kullanılamadığını belirten Üroloji Uzmanı Dr. Coşkun Kaya, süreci ve operasyonu şu şekilde anlattı:
“Hastamız yaklaşık bir ay önce şiddetli yan ağrısı ile polikliniğimize başvurmuştu. Çektiğimiz tomografide idrar kanallarını tamamen kapatan 3 adet taş görmüştük. Bunlardan en önemli olan, taşlardan biri idrar kanalını tamamen kapattığı için de hastamızı acil ameliyata aldık. Bu acil ameliyat sırasında da hastanın mesanesinde bir tümöral kitle olduğunu da gördük. O tümöral kitleyi aynı seansta tedavi edip, idrar yolunu rahatlatmak amacı ile de bir tane stent taktık. Daha sonra yaptığımız değerlendirmede hastanın taşlarının hem büyük, hem de böbreğin çeşitli yerlerinde olması, bir de mesane tümörünün de olması ile tedavi yöntemimizin normalde yaptığımız "flexible urs" dediğimiz kapalı böbrek taşı ameliyatından ziyade "perkütan nefrolitotomi" dediğimiz 1 santimetrelik bir kesi ile yapılan böbrek taşı ameliyatı olması gerektiğine karar verdik. Mesane tümörü olduğu için, idrar yollarına aşağıdan yapacağımız her türlü girişim oradaki tümörel oluşumları böbreğe taşıma riski vardı. Açıkçası bundan da korktuk. Ama hastanın gene durumunu gördüğümüzde aşırı kilolu olması, şeker hastası olması, akciğer problemleri olması gibi nedenlerden dolayı da pozisyonel açıdan hastayı en konforlu olacak şekilde ameliyata almaya çalıştık. Normalde son 5 yıla kadar bu tür hastalarımız genelde yüzüstü yatırarak ve sırtından 1 santimetrelik kesi yaparak ameliyatını yapıyorduk. Son yıllarda gelişen teknoloji ile beraber hastaların yüzüstü yatmasına gerek kalmadığını, sırtüstü yatarken de herhangi bir karaciğer veya bağırsak yaralanması olmadan da böbreğe giriş yapıp o taşların tedavi edilebileceğini biliyoruz. Biz de yaklaşık bir yıldır bu yöntemi başarı ile uygulamaktayız.”
“Hastanın ameliyat esnasında daha konforlu bir şekilde olmasını sağlıyor”
Uyguladıkları yöntemle birlikte hastanın çok daha kolay iyileştiğini ve günlük yaşantısına daha çabuk dönebileceğini belirten Kaya, “Bir buçuk saatlik bir operasyonla hastamızın ameliyatını başarı ile gerçekleştirdik. Küçük bir diren ve bir adet sonda koyduk. Sabah direni ve sondasını da aldık ve hastayı artık taburcu edebilecek duruma getirdik. Bu ameliyatın diğer yüzüstü yapılan ameliyata göre en büyük avantajı böbreğin daha az zarar görmesi, hastanın günlük aktivitelerine daha hızlı dönmesi. Diğer bir avantajı da ameliyatın daha kısa sürmesi ve hastanın ameliyat esnasında daha konforlu bir şekilde olmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“Allah kısmet ederse yarın evime, iki üç gün sonra da işime döneceğim.”
Ameliyattan sonra kendisini çok iyi hissettiğini belirtirken doktoruna teşekkürlerini ileten 45 yaşındaki Halil İbrahim Belyurt ise, ameliyat öncesi ve sonrası durumunu şu şekilde anlattı:
“Böbrek taşlarımdan şikâyetçiydim. Yürüyemez haldeydim. Aşırı şiddetli ağrı sebebi ile geldim. Coşkun hocamız da “Taş var, seni bir an önce rahatlatmamıza için bunları almamız lazım” dedi. “Hocam, bu işin profesörü sizsiniz. Sizin ellerinize bırakıyorum” dedim. Allah razı olsun, şu anda hiçbir şeyim yok. Ağrım, sızım yok rahatım. Allah kısmet ederse yarın evime, iki üç gün sonra da işime döneceğim. Rahatça yürüyorum, hiç bir sıkıntım yok. İdrar problemim yok, çok rahatım. Önceden idrarımı yaparken bile gözlerimden yaş geliyordu. O kadar ağrım vardı yani. Şimdi ise hiç birisi kalmadı. Hocam sağ olsun elleri ile iyileştirdi, yarın da gönderecek.”