Tepebaşı Belediyesi Vecihi Hür Kuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda gerçekleşen buluşmada, iklim krizinin Türkiye üzerindeki etkisi ile izlenen yanlış politikalarla su stresi ve kuraklık konusunda bilgi veren CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporuna göre, Türkiye geneli 2023 yılı Ocak ayı yağış miktarının Türkiye genelinde son 22 yılın en düşük seviyesi ile %62 azalma olduğuna, barajların doluluk oranlarının kuraklık tehlikesini açıkça gösterdiğine dikkat çekerek Eskişehir özelindeki su sorununu dile getirdi.

KURAKLIK KAPIDA

Türkiye’de kişi başı yıllık su ayak izinin dünya ortalamasının %43 üzerinde olduğunu belirten CHP Eskişehir Milletvekili Süllü, “Susuzluk ile ilgili ulusal ve uluslararası raporlar, kuraklık riski ve temiz suya erişim sorunu konusunda uyarıyor.  AKP iktidarı, tüm uyarılara kayıtsız kalarak kontrolsüz madencilik faaliyetleri, sayıları artan taş ocakları, yapılaşmaya açılan ormanlar, betonlaşma, artan ağaç kesimi, yanlış tarımsal politikalar ile kuraklığa zemin hazırlıyor. Sanayi atıkları ile temiz sularımız kirletiliyor.” diyerek Türkiye'de kullanılabilir su miktarının 2 yılda 112 milyardan 100 milyar metreküpe gerilediğini ve Dünya Su Stresi Haritası'na göre Türkiye'nin 2040'a gelindiğinde su kıtlığı çekecek ülkelerden biri olacağı uyarısında bulundu.

 Süllü, “Yaşanan tüm iklim afetleri ve izlenen yanlış politikalar tarımsal üretimi doğrudan etkileyerek her geçen yıl verimin düşmesine, ekilebilir alanların hızla yok olmasına, tarımsal hastalıklara yol açmakta; dolayısıyla, gıdaya erişebilirliği olumsuz etkilemekte ve gıda güvenliğini tehdit etmekte; gıda enflasyonunu tetiklemektedir. Tarımsal alanda kullanılan suyu azaltabilmek için, ürün deseni ve kuru tarım planlaması gerekmektedir” açıklamasını yaptı.

ESKİŞEHİR’DE SUSUZLUK RİSKİ

Eskişehir’de 2013 yılında %90 doluluk oranına sahip Porsuk’un 2023 Mart ayı itibari ile doluluk oranının %39,3 olmasının tehlikeyi açıkça gösterdiğini; bunun da hem su kaynaklarının %70’ni kullanan tarımsal sulama hem de kullanma suyu açısından büyük risk olduğunu söyleyen Süllü, tarihinde kuru tarım araştırma ile uygulamalarına sahip Eskişehir’deki tarımsal faaliyetlerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.

SUSUZLUK KADER OLMAMALI

Tarımsal üretim için gerekli yağış beklenirken iklim krizinin etkisiyle her yıl artan aşırı iklim olaylarının etkisi olan doğal afetlerin, iktidarın yanlış politikaları ile felaket halini almasının örneklerinin geçen yıl Bozkurt ve Ayancık’da olduğu gibi geçen hafta Şanlı Urfa ile Adıyaman’da yaşandığı söyleyen Süllü, betonlaşma ve doğa talanının can kaybı, toprak kaybına yol açtığı gibi insanlar için yaşamsal olan suya erişimi de ne denli zorlaştırdığına dikkat çekti.

Jale Nur Süllü, “Tarım ve Orman Bakanının çıkıp, toprağın suya kavuştuğunu söyleyecek kadar hadsiz, bilgisiz, bilimden, akıldan uzak açıklamalar yapması, aslında anlayışın ne olduğunu açıkça göstermektedir. Yaşadığımız deprem, sel gibi aslında doğa olayı olarak adlandırılan olaylar kader diyerek geçiştirilemez. Doğa olaylarında yaşananlar, bilimden, vicdandan, akıldan uzaklaşmanın acı sonuçlarıdır. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında küresel iklim krizinin etkilerine karşı doğru çevre ve su politikalarının oluşturulması için mücadele etmemiz, yapılan yanlışlardan dönmemiz gerekiyor ki bu acıları yaşamayalım” açılamasında bulundu.

“Yaşanan deprem ve sel felaketinde temiz suya erişimin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yaşam hakkımıza birlikte sahip çıkmak için, kaynaklarımızı korumamız gerekiyor” diyen Süllü, Tepebaşı Belediyesi İklim Sözcüleri’ne ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne  alandaki çalışmaları nedeni ile teşekkür ederken deprem ve sel felaketi yaşanan bölgelere su ulaştırmak için seferber olan Eskişehirliler’e ve felaket bölgelerini su ile buluşturan ESKİ Genel Müdürlüğü’ne teşekkürlerini iletti.