Çelik, artan nüfus, iklim değişikliği ve yanlış tarım uygulamalarının su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırdığını belirterek şunları söyledi: “Su kaynaklarımızın korunması, kirliliğin önlenmesi, verimli sulama yöntemlerinin hayata geçirilmesi ve suyun adil dağıtımı hem bugünün hem de yarının en önemli sorumluluğudur. Su, sadece çevresel bir konu değil, insani bir zorunluluktur.”
Türkiye’nin birçok göl ve nehrinde ciddi kuruma ve su kaybı yaşandığını dile getiren Çelik, Akşehir Gölü’nün kuruduğunu, Beyşehir, Eber, Akgöl, Seyfe, Burdur ve Tuz Gölleri’nin can çekiştiğini; Fırat, Dicle, Gediz, Sakarya ve Büyük Menderes nehirlerinde de debilerin düştüğünü kaydetti. Porsuk Barajı’ndaki su seviyesinin alarm verdiğini, Çifteler Sakarya Başı’nın kurumaya başladığını da aktardı.
Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının 2020’de 1346 metreküp olduğunu hatırlatan Çelik, bu değerin 2050’de 1120 metreküpe düşeceğini, yani ülkenin su kıtlığı sınırına dayanacağını söyledi. Son olarak vatandaşlara çağrıda bulunan Çelik,“Unutmayalım, su kaynakları sınırlıdır. Gelecek nesillerin su kıtlığı yaşamaması için suyu tasarruflu ve bilinçli kullanmalıyız” dedi.