Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sultan Güvenir Özkurt, 10 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Prof. Dr. Sultan Güvenir Özkurt, yayımladığı mesajda, böbreklerin vücudun en önemli organlarından olduğuna dikkat çekti. Böbreklerin işlevi hakkında, ‘kandan atık ürünlerin süzülüp temizlenmesinden ve sıvı fazlasının idrar şeklinde atılmasından sorumludurlar’ diyen Özkurt, mesajının devamında şunları söyledi:

“Böbrekler, aynı zamanda kan basıncının düzenlenmesi, kırmızı kan hücrelerinin yapılması ve kemiklerin sağlıklı olmasına da yardımcıdır. Halsizlik, çabuk yorulma, bulantı, kusma, idrarın renk ve görünümünde değişiklik idrar miktarında değişiklik, geceleri sık idrara çıkma; ayak bilekleri, bacaklar, el ve yüz gibi vücudun çeşitli bölgelerinde şişme; yüksek kan basıncı, nefes almada zorluk böbrek hastalığının bazı belirti ve bulgularıdır. Böbrek hastalıkları çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Böbrek fonksiyonlarının ani olarak azalması akut böbrek hasarı olarak bilinir ve çeşitli hastalıklar ve ilaçlar sonucunda ortaya çıkabilir. Böbrek fonksiyonlarının daha uzun zaman içerisinde geriye dönmeyecek şekilde azalması ise kronik böbrek hastalığı olarak bilinir. Ülkemizde genel erişkin nüfusta kronik böbrek hastalığı oranı yüzde 15,7’dir. Bu da yaklaşık olarak her 6 kişiden birinin böbrek hastalığına sahip olduğu anlamına gelmektedir. Kronik böbrek hastalığı genellikle erken evrelerde sessiz şekilde ilerler ve hiçbir belirti vermeyebilir. Belirtiler genellikle böbreklerin fonksiyonlarının kaybedilmeye başlandığı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır. Kronik böbrek hastalığının belirtileri her hastada aynı şekilde ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle böbrek hastalığı açısından risk altında olanların düzenli olarak kontrollerini yaptırmalarında fayda vardır. Kronik böbrek hastalığı için en büyük risk faktörleri; Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı), Hipertansiyon, Obezite, ileri yaş ve ailede böbrek hastalığının bulunması veya daha önce böbrek hastalığı geçirmiş olmaktır. Eğer böbrek hastalığı saptanmışsa bunun ilerlememesi, ilerlemesinin yavaşlatılması veya geriletilmesi için alınabilecek önlemler vardır. Bunlar: kan basıncının kontrolü ki kan basıncının iyi kontrol edilememesi böbrek hastalığını hızlandırır, Şeker Hastalığı varsa kan şekerinin kontrolü, tuz alımının azaltılması, bilinçsiz ilaç tüketilmemesi, özellikle romatizmal ağrı kesicilerden kaçınılmasıdır. Herhangi bir hastalığımız bulunmasa bile böbreklerimizi korumak adına yapabileceklerimiz vardır. Vücut ağırlığının kontrolü, düzenli egzersiz, sigaranın bırakılması, alkol tüketiminin sınırlandırılması, yeterli sıvı alımı, yılda bir hekim kontrolü, ailedeki hastalıkların bilinmesi ve kan basıncı ölçümü böbreklerimizi korumak için alabileceğimiz önlemlerdir.”