Saadet Partisi Eskişehir Tepebaşı İlçe Başkanlığı Tanıtım Başkanı Sercan Gözegir, geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de düzenlenen festivalin kendilerini son derece rahatsız ettiğini belirterek, festivalin festival olmaktan çıkıp alkolle buluşturma etkinliğine dönüştüğünü öne sürdü.
Müzik festivalinde, geleceğin umudu olarak görülen gençlerin su gibi alkol tüketmesinin kabul edilemeyeceğini kaydeden Gözergir, “Bu festival olmaktan çıkmış, gençlerimizi alkolle buluşturma etkinliğine dönmüştür. SP olarak ahlaki ve manevi değerlerimiz ölçüsünde düzenlenen festivale, eğlenmeye karşı değiliz. Karşı olduğumuz festival veya eğlence adı altında gençlerimizin tuzağa düşürülmesidir. Evlatlarımızın Milletimizin değer yargılarına ters bir yaşam biçimine özendirilmesine sessiz kalamayız. Bunun sorumluları hesap vermelidir. Yaşanan üzücü olayın takipçisi olacağız. Öte yandan, festival için iptal kararı veren Tepebaşı Kaymakamımızı tebrik ediyorum. Çok hayati meselelerde aylarca, yıllarca karar veremeyen mahkemelerin, Kaymakamlığın kararı hakkında apar topar yürütmeyi durdurma kararı vermesi de hayret vericidir” dedi.
Ekonomide zor günler geçirdiğimizi kaydeden Saadet Partisi Eskişehir Tepebaşı İlçe Başkanlığı Tanıtım Başkanı Sercan Gözegir şunları söyledi:
“ ‘Enerjimizi, heyecanımızı üretime harcayalım’ dedikçe, tüketim çılgınlığının festivaller adı altında sürdürülmesi israfın başka boyutudur. Ülkeyi yönetenlerin israfı yetmezmiş gibi gençlerimizi israf bataklığına sürüklemek ve onlara israf alışkanlığı kazandırmak çok yanlıştır. Ülke olarak israfa tahammül edecek takatimiz kalmadı. Tüketim hastalığı ve israf bizi günden güne eritiyor. Bakınız elektriğe %15 zam yapıldı. Yılbaşından bu yana pek çok kaleme durmadan zam geldi ve gelmeye devam ediyor. Yaz mevsiminde işsizlik almış başını gidiyor. Tarım sektöründen gelen haberler çok da iç açıcı değil. Esnaf kepenk kapatıyor. Sanayici zor durumda. İhracatçı kur baskısı yüzünden endişeli. Maalesef, Ülkemiz ithal ürünler pazarına dönüştü. Tek kurtuluş yolumuz, Milletçe üretime geçmektir. Elbette eğlenelim, elbette Devletimizin bir itibarı, şanı, şöhreti olsun. Ancak önce ‘YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE’ ve ‘YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’ ideallerini gerçekleştirelim. O zaman eğlencemiz de itibarımız da yerli ve milli olur.
Bu iki büyük ideal gerçekleşmeden, açıklanan paketler hiçbir işe yaramaz. Kurtuluş reçetesi olarak paket açıklandıkça elektriğe, doğalgaza, akaryakıta ve pek çok kaleme zam üstüne zam gelir. Yeni vergiler konulur, olan vergilere zam gelir. Alışveriş yaptığınızda poşetlere para öder, yetmez bir de vergi öderiz. Ekonomik paketler açıklandıkça, araç içinde sigara içme yasağı gibi trajikomik cezalar gelir. Trafik cezaları fahiş miktarlara çıkartılır. Adli ve idari para cezaları da unutulmaz, onlara da zam gelir. Programlar açıklandıkça döviz yükselir, TL değer kaybeder. Faize milyarlarca TL akar gider. Düzen zengine, gücü olana hizmet eder hale gelir. Özetle, fakir daha da fakirleşiyor, zengin daha da zenginleşiyor. Bu böyle gitmez. Artık devam edemeyiz, durmak ve aklımızı başımıza almak zorundayız.”