Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, pandemi sürecinde en azından insanların belli bir farkındalık kazandığını ve manevi anlamda kendini muhasebeye çektiğini ifade ederek, "Ramazan’la birlikte kısıtlama dönemini daha çok taat ve ibadetle, nefis muhasebesi ile fırsata çevirebiliriz" dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, “Hem kısıtlama hem de içinde bulunduğumuz korona virüs musibeti dönemi dini açıdan nasıl değerlendirilmeli?” sorusuna, “Bir taraftan Ramazan’ın manevi atmosferini yaşarken, bir taraftan da bu tür sıkıntılarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Ben şahsen bu tür sıkıntıları bir fırsat olarak görüyorum. Bu fırsatı biraz kendimize dönmek, biraz içimizde bir yolculuk yapmak ve nefis muhasebesi yapmak olarak görüyorum. Malum Ramazan’ın son 10 gününde itikâf yapılır. İtikâf dünya ile bağlantıyı büyük ölçüde kesip, gönlü ve bedeni Allah’a yöneltmek anlamında bir kavramdır. Dolayısıyla biz doğal olarak aslında hele hele bu günlerde tam kapanma sürecinde böyle bir itikâfa girmiş vaziyetteyiz” dedi.
“Bu süreçte kurallara uyarak sabırlı olmak lazım”
2019 yılının son aylarında dünyada görülen ve hala devam eden Covid-19 sürecinde kişisel olarak belirtilen kurallara uyulması ve sabır olunmasının önemini vurgulayan Prof. Yıldırım, şunları söyledi:
“Benim burada üzerinde duracağım konu şu; Cenab-ı Allah bu imtihan vesilelerini zikrettikten sonra ‘sabredenleri müjdele’ diye ayet-i kerimeyi bitiriyor. Biz bu sabrı sadece olana boyun eğmek şeklinde yanlış algılayabiliyoruz. Sabır, bir şekilde olanı kabul etmekle birlikte başımızdaki sıkıntının giderilmesi konusunda gereken tedbirleri almak, hatta mümkünse gereken projeleri üretmek anlamında düşünmek lazımdır. Bundan dolayı da temizlik, maske ve mesafeye dikkat etmenin yanı sıra bu sabrın bir parçası olarak aşılara dikkat etmektir. Bu konuda uzmanların tavsiyelerine dikkat etmek önem arz ediyoruz.”
“Pandemide birbirimizin kıymetini anladık”
Pandemide insanların birbirinin kıymetini anladığını söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, “Bu pandemi bize farkındalığımızı arttıracak bir bilinç vermeli. Çünkü tokalaşmanın, sarılmanın, dost meclislerde bulunmanın kıymetini ancak fark edebiliyoruz. Kur’an-ı Kerim’de bir ayet var, eğer nimetlere şükrederseniz Allah nimetlerimizi arttıracağını söylüyor. Şükretmek aslında farkındalıktır. Yani bize bu virüs farkındalığımızı kısmen hissettiriyor ama bunu hep zihnimizde ve gönlümüzde tutmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Kurallara uymamak kul hakkına girmektir”
Prof. Mustafa Yıldırım, “Diyanet İşleri Başkanımız da ifade etti, devletin ve bilim adamların bu konuda koyduğu kuralları ihlal etmek kul hakkıdır. Dolayısıyla bu çok ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir konudur. Dini tabirle kullanmanın yani farz tabirini kullanmak istemem ama ciddi bir zorunluluk olarak başkalarının ve kendimizin sağlığını riske atmama açısından bilim adamlarının ve devletin bu konudaki kurallarını titizlikle yerine getirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde bunun ahirette hesabını veremeyiz ve vebali ağır olur" dedi.
“Pandemide insanlarda bir farkındalık oluştu”
Salgın döneminde insanların kendilerine bir şekilde düzen vermeye çalıştığını, Allah’a daha yakın olma çabasının içerisinde olduklarını ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, “Ben en azından bu sıkıntılı süreçte insanların belli bir farkındalık kazandığını ve manevi anlamda kendini muhasebeye çektiğini düşünüyorum. Bunu nereden biliyorum? Biraz sosyal medyayı fazla karıştırırsak bu manada gerçekten bir kısım insanların itirafları, bir kısım insanların ihtiyaçları ve bazı yönelimler gördüğümüzde daha çok Allah’ı ve dini değerleri hatırladığını görüyoruz. Doğru olan bu tür musibetlerle sınırlı kalmamalı. İnsan zor durumda kaldığı zaman değil her şey yolunda giderken de Allah’ın verdiği nimetlerin farkında olması daha kıymetlidir. Temennim o ki, eski rahatlığımıza, gevşekliğimize dönmeyelim. Bir kısım sıkıntıların, hastalıkların ve rahatsızlıkların olabileceği ortamları oluşturmamaya özen gösterelim” diye konuştu.