Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, düzenlediği basın toplantısında Ahilik, Diyarbakır Anneleri ve Gazlıköy ve Heybeli ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Ahilik yeminini dile getiren Arslan, “Bugün içinde bulunduğumuz sıkıntıların neredeyse tamamı ahlaki değerlerimizden uzaklaşmamızdır. Yukarıda okuduğumuz ilkeler, hayatımızda tatbik edilirse problemlerimizin çok büyük bir kısmı çözülecektir. Bunun içindir ki biz Saadet Partisi olarak her zaman “Önce Ahlak ve Maneviyat” diyoruz. Bu yıl 32.si düzenlenecek olan Ahilik Haftası’nın, unutulmaya yüz tutan Ahilik Prensipleri’ni tekrar hatırlayarak, hayatımızda uygulamaya vesile olması temennisiyle, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.
Eylem değil gereğini yapın
“Diyarbakır Anneleri” diye adlandırılan evlatları kaçırıldığı için eylem yapan annelerden söz eden Arslan şunları söyledi:
“ Bizim için annelerin evlat acısı her türlü tartışmanın üstündedir. Bu sebeple Diyarbakır'da evlatları için mücadele eden annelerin bu duruşlarının karşılık bulmasını temenni ediyor, annelerin sonuna kadar arkasında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu anneler “acaba bir çözüm olur mu?” diye bir parti binasının önünde eylem yapmaktadırlar. Bunu makul karşılayabiliriz ama ülkemizi yöneten bakanların orada olmasını anlayamıyoruz. İktidar şikayet etme, eylem yapma, miting yapma yeri değildir. İktidar problemleri çözme yeridir. Bir kurt bir koyunu yerse, İlahi Adalet onu bizden sorar bilinciyle hareket etme yeridir. Bakanların orada bulunmaları kendileri açısından belki sempatikmiş gibi gelebilir. Ama devletimizi acz içerisinde göstermek şeklinde de yorumlanabileceği için son derece yanlış bir harekettir. Kendilerini eylem yapmaya değil gereğini yapmaya, sorunu bir an çözmeye davet ediyorum.”
Turizm bölgesinden neden çıkartıldı
Gazlıgöl ve Heybeli termal bölgelerinin Turizm Bölgesi’nden çıkartıldığını üzülerek öğrendiklerini belirten Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bunun sebebi nedir? Bir bölgenin Turizm Bölgesi olarak belirlenmesindeki kriterler nelerdir? Hangi kriterler eksik olursa Turizm Bölgesi olmaktan çıkar? Bu bölgenin ihtiyaçları bittiği için mi Turizm Bölgesi’nden çıkartılır? Miletvekilimiz sayın Ali Özkaya bey “yeni düzenlemenin içeriği hakkında bilgimiz yok” diyor. Bir iktidar partisinin milletvekillerinin bile bilgisinin olmadığı bir konuda kimler bazı bölgelerin Turizm Bölgesi’nden çıkartılmasına karar veriyor? Bu hususlarda kamuoyuna tatmin edici bilgilerin verilmesini istiyoruz. Ayrıca adı geçen beldelerde belediye başkanlarının Ak Parti’li olmamasının bir etkisi var mı? Bu sorunun cevabınında dürüstçe verilmesini istiyoruz.
Gene geçtiğimiz hafta hat minibüs güzergahlarıyla ilgili bazı karalar alındı ve uygulamaya başlandı. Alınan kararların hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bizim hat minibüsleri ile ilgili düşüncelerimizi de ifade etmek istiyorum. Öncelikle biz bir minibüsün Afyonkarahisar’ın bir ucundan diğer ucuna kadar gitmesini doğru bulmuyoruz. Bunun hem trafik yoğunluğu açısından, hem de ücretlendirme açısından sıkıntılı olduğunu düşünüyoruz. Çözüm için önerimiz ise, minibüs güzergahlarının başlangıç noktalarından başlayıp Zafer Meydanı’nda son bulacak şekilde düzenlenmesi şeklindedir. Mesela Ataköy’den çıkan araç Zafer Meydanı’ndan geri dönecek, Termal bölgeden gelen araç Zafer Meydanı’ndan dönecek, Uydukent’ten gelen araç yine Zafer Meydanı’ndan dönecek. Halkımız iki defa minibüs ücreti vereceğiz diye düşünmesin. Böyle bir uygulamayla trafikteki araç yoğunluğu azalacak, minibüslerin bir seferde yaptıkları kilometreleri de azalacağından yakıt maliyetleri düşecektir. Dolayısıyle şimdi 2,25 tl olan fiyat 1,25 tl civarına inebilecektir. Minibüsçü kardeşlerimizde bizim gelirimiz düşecek diye düşünmesin. Tarife düşük olmasından dolayı talep daha çok olacak, kısa mesafelerde bile minibüs kullanan insan sayısı artacaktır. Ayrıca minibüs esnafı arasındaki güzergah tartışmalarının önüne geçmek, minibüsçüler arasında kardeşliği ve adaleti temin etmek için güzergahları dönüşümlü olarak kullanmaları sağlanmalıdır. Tabi bunlar bizim şu anki görüşlerimiz. Hayata geçirilmesilmesi aşamasında konunun ilgilileri ile konuşarak ortak akılla en güzel karar verilebilecektir.”