Dünya genelinde 20-27 Eylül tarihleri iklim grevi haftası ilan edilmesi sonrası, öğrencilerin ve ekoloji örgütlerinin küresel iklim krizine karşı başlattığı eylemlerden bir tanesi Eskişehir Espark önünde gerçekleştirildi.

Öğrencilerin dövizlerle küresel iklim krizine karşı tavırlarını dile getirdiği eyleme, CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Dr. Jale Nur Süllü, Eskişehir Demokrasi İçin Dayanışma Platformu’nu oluşturan sendika ve meslek odaları yöneticileri ve vatandaşlar katıldı.

İklim Krizi ile ilgili bildiriyi okuyan Aslı Yılmaz, “Bugün dünyanın dört bir yanından, 240'tan fazla ülkeden, 2400'den fazla şehirden yaşıtlarımızla yetkililerin iklim değişikliğini bir kriz olarak değerlendirmeleri ve acilen harekete geçmeleri için onlara sesimizi duyurmak amacıyla bir araya geldik. Yine dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilim insanının çalışmaları sonucunda hazırlanan IPCC raporlarına göre bir geleceğimizin olması için son 11 yılımız kaldı. Raporlar, yeryüzünün sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1 derece ısındığını ve bu ısınmanın kaynağının insan faaliyetleri olduğunu söylüyor” dedi.

Bu ısınmanın 2030 yılı itibariyle 1,5 dereceye çıkmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Yılmaz şunları söyledi:

“ Halihazırdaki 1 derecelik artışın sonuçlarını ülkemizde, normal iklim şartlarına göre oluşmaması gereken şiddetli fırtınalar ve hortumlar, son bilmem kaç yılın en sıcak günleri şeklindeki haber başlıklarıyla ve aslında hepimizin farkında olduğu ancak kimsenin neden diye sormadığı mevsim değişiklikleriyle gözlemleyebiliyoruz. Durum şu an bile bu haldeyken küresel ısınma 1,5 derecenin üzerine çıktığında olacaklar epey iç karartıcı. Isınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılabilmesi içinse tam şu andan itibaren 11 yıl içerisinde karbon emisyonunun büyük ölçüde azaltılması ve 2050 yılına kadar net sıfıra indirilmesi gerekiyor. Peki bu ne demek? Bugünkü hükümetlerin ve enerji sektörünün büyük bir kısmının yaptığının aksine iklim krizinin artık acil durum olarak ele alınması, fosil yakıt tüketiminin en aza indirilmesi bir zorunluluk. Benim bugün derslerime girmeyip burada size iklim krizinin ciddiyetini anlatmamın sebebi geleceğim için duyduğum endişe. Geçmiş nesiller benim dünyamı kirletti. Ve benim, bizim geleceğimiz onlar için siyasetten ve ekonomiden daha önemsiz. Yetişkinlerden istediğimiz şey şu: Bize ileride ne olmak istediğimizi sormayın. Çünkü hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz bir dünya var olmadığı sürece hayallerimizin bir önemi yok. Bize bugün işe arabayla değil toplu taşımayla gittiğinizden, günlük hayatınızda plastik kullanımınızı en aza indirdiğinizden, geri dönüştürülebilir atıklarınızı ayırdığınızdan bahsedin. CEOlar ve hükümetler; bize küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmak için adımlar atmakta olduğunuzu, gündeminizde iklim değişikliğinin olduğunu, geleceğimizi satmayacağınızı söyleyin. Sizden en az bizim kadar endişelenmenizi istiyoruz. Buzulların erimesiyle, kuraklıkla, iklim değişiklikleriyle ilgili bir haber gördüğünüzde tüyleriniz diken diken olsun istiyoruz. Bizi duyun ve bize destek verin istiyoruz. Greta'nın da dediği gibi, sizden eviniz yanıyormuşçasına hareket etmenizi istiyoruz.

Çünkü yanıyor.”