AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, AKPM Siyasi İşler Komitesi Toplantısında değerlendirilen ‘’Suriye’’ konulu raporun Rapotörü Yunanistan Eski Dış İşleri Bakanı Dora Bakoyannis’e tepki gösterdi. Prof. Dr. Günay raporda geçen skandal ifadelere karşı açıklamalarda bulundu ve AKPM üyelerini bilgilendirdi.

MÜLTECİ KRİZİ ULUSLARARASI TOPLUMUN SORUNUDUR

Prof. Dr. Günay, raporda mülteciler ile alakalı kısımlar hakkında, ‘’Suriyeli mülteci krizi, yalnızca komşu devletlerin değil aynı zamanda Avrupa ve tüm uluslararası toplumun da sorumluluğundadır. Ancak, komşu ülkeler şimdiye kadar yalnız kaldı. Komşu ülkelerde güvenlik aramaya zorlanan 5.6 milyon kişi de dahil olmak üzere 11 milyondan fazla Suriyeli bulunuyor. Suriye'de 6,2 milyondan fazla yerinden edilmiş insan var. Ayıca 13,1 milyonunun hala insani yardıma ihtiyacı var. Sınırdan 3,6 milyondan fazla Suriyeli mülteci Türkiye'ye sığındılar. Toplamda Türkiye 4.2 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu sayı bazı Avrupa ülkelerinin nüfusuna eşit veya daha fazla. Yine Türkiye bu zamana kadar 40 milyar dolar harcama yaptı. Biz, güvenli, gönüllü ve onurlu mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü için koşullar yaratmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğu.

BARIŞ PINARI HAREKATININ AMAÇLARININ ALTINI ÇİZDİ

Prof. Dr. Günay, Barış Pınarı Harekatı’nın amacına yönelik, ‘’Türkiye, Barış Baharı Operasyonu adlı terörle mücadele operasyonu başlattı. Operasyonun amacı, Türkiye'nin ulusal güvenliğine karşı uzun süredir devam eden terör tehdidini ortadan kaldırmak için PYD / YPGnin ayrılıkçı gündemini durdurarak Suriyenin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunmasına katkıda bulunmak. Ayrıca yerel nüfusu PYD / YPGnin baskılarından kurtarmak. En önemlisi yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için zemin hazırlamak. Türkiyenin amaçları bunlar. Bir kez daha belirtmek isterim ki Türkiye Suriyenin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklemektedir.’’ Şeklinde açıklamada bulundu.

MÜDAHALE DEĞİL, TERÖRLE MÜCADELE

Prof. Dr. Günay, daha önce AKPM Başkanı ve Raportör tarafından yapılan açıklamalara da değinerek, ‘’Bazı talihsiz iddialara dikkatinizi çekmek isterim. Uluslararası kamuoyunda gerçekten kafa karışıklığı var. Raportör Bakoyannis ve PACE Başkanı Madam Pasquier tarafından basın açıklamalarında Barış Pınarı Operasyonundan 'Türk askeri müdahalesi' şeklinde bahsediyorlar. Barış Pınarı Operasyonu; Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nün 51. Maddesinde ve ilgili Güvenlik Konseyi Kararları ile 1998'de Türkiye ile Suriye arasında imzalanan Adana Anlaşmaları' nda da belirtildiği gibi, kendini savunma hakkımıza uygun bir terörle mücadele operasyonu” dur. İkincisi, bu operasyon Kürtlere” karşı değil, Terör Örgütleri PKK / PYD / YPG” ye karşı yapılmaktadır. 300 binden fazla Kürt'ün Türkiye'ye PYD / YPG baskısından kaçtığını biliyor musunuz? Tel Abyad ve Rasulayn bölgelerinde, mevcut nüfus %80 Araplardan oluşmakta, geri kalan%20 ise Hristiyan, Kürt, Asur, Türkmen, Yezidi'dir. Yapılan bu talihsiz açıklamalara karşın gerçekleri kayıt altına almak, rapordaki ifadeleri düzeltmek tarihi sorumluluğumuz.’’ Şeklinde konuştu.

 TALİHSİZ AÇIKLAMALAR İFTİRA BOYUTUNA ULAŞIYOR

Prof. Dr. Günay, raporda kimyasal silah kullanımına ilişkin kısımlara çok sert tepki göstererek, ‘’Raportörün sahte yorumları için çok üzülüyorum. Argümanlarımızı her zaman belgelerle ve verilerle ortaya koymalıyız. Her şeyden önce, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Barış Baharı Operasyonu sırasında kimyasal silah kullandığı iddiaları temelsizdir. Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde kimyasal silah bulunmuyor. İkincisi, kuruluşundan bu yana DEASH'ye karşı Küresel Koalisyonun aktif bir üyesi olarak, Türkiye Suriye'de DEASH'e karşı herhangi bir ülkeden daha fazla mücadele etti ve en ağır bedeli ödedi. Türkiye, Suriye'deki DEASH teröristlerine karşı göğüs göğsüne karşı mücadele veren tek ülkeydi. Erwin van Veen'in sunumunda pek çok çelişki var. Türkiye'nin sınırlarda imparatorluk kurduğunu iddia ediyor. 2017'de Fırat Kalkanı Operasyonunu ve 2018'de Zeytin Şubesi Operasyonunu başarıyla tamamlayan Türkiye, DEASH ve PYD / YPG teröründen 4.200 km2'den daha büyük bir alanı temizledi. Terörle mücadele operasyonlarının başarısı, bu operasyon alanlarında 365 binden fazla Suriyelinin evlerine dönmesini sağlamıştır. ABDyle meşru güvenlik kaygılarımızı ele almak amacıyla güvenli bir bölge oluşturulması konusundaki görüşmelerimiz Ekim 2019a kadar sonuçsuz kaldı. Kaderimizi elimizden almaktan başka çaremiz kalmadı.’’ Şeklinde konuştu.

 GERÇEKLERİ DİKKATE ALIN VE İŞBİRLİĞİ YAPIN

Prof. Dr. Günay konuşmasının sonunda, ‘’Türkiyenin Suriyedeki terörist grupların sınır bölgelerini temizlemeye yönelik çabaları bu bölgelere güvenlik ve istikrar kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda yerlerinden edilmiş Suriyelilerin bu bölgelerdeki evlerine dönmelerini sağlıyor. Uluslararası toplum ve Avrupa açıklamalar konusunda oldukça aktif ama şu ana kadar eyleme geçen bir ülke olmadı. Herkes konuşuyor ama kimse sorumluluk almıyor, çözüm için sahada olan tek ülke Türkiye’yi hedef alıyor. Gelin sahada harekete geçmek için iş birliği yapalım. Raportörden tüm bu gerçekleri dikkate almasını, yanlış iddiaları kabul etmemesini ve konunun tümtarafları ile objektif olarak görüş alışverişinde bulunmasını rica ediyorum.’’ Şeklinde açıklamada bulundu.