Saadet Partisi Eskişehir İl Müfettişi Nazif Ayaz, partisinin basın toplantısında son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye ekonomisi en zor süreçlerinden birisini yaşadığını ifade eden Ayaz, “Yüksek enflasyon oranları, ürkütücü ve tehdit noktasına gelen işsizlik rakamları, sanayinin yaşadığı daralma, çiftçinin üretim sorunları, yüksek faiz oranları gibi pek çok temel noktada yaşanan darboğaz, ekonomiyi çıkmaza sokmuş durumdadır” dedi.
Yıllardır arka arkaya yapılan seçimlerle uğraşan ve seçimlere odaklanan iktidarın, ekonomiye hakkıyla eğilme imkânı bulamadığını kaydeden Ayaz şunları söyledi:
“ Hükümet üyelerinin ekonomik söylemlerinde iddia ettiği olumlu hava piyasalarda karşılık bulmuyor. Bir takım reform paketleri açıklansa da, bunların şifa olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Geçim derdi ve ekonomik sıkıntı, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmüyor. Giderek de daha fazla etkiliyor ve acıtıyor. Vatandaşımızın ana gündemi ekonomidir. Hayatına, gündelik yaşamına en çok dokunan konu ekonomik sıkıntılardır. Vatandaş da artık ekonomideki problemlerin boyutunun büyüklüğünün farkına varmaya başladı. Sanayi ve tüketim daralmış, İnşaat sektörü çökmüş durumdadır. Çiftçimiz yüksek girdi maliyetleri nedeni ile üretimden kaçınmaktadır.
Ekonomide yaşanan kriz giderek daha da derinleşirken iktidarın aldığı suni önlemler kötü gidişatı önlemeye yetmiyor. Sorunlar çözülmedikçe kalıcı hale dönüşüyor.
İşsizlik oranları zirve noktasına ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun son olarak açıkladığı rakamlara göre 4 milyon 202 bin kişi işsizdir. Oran olarak yüzde 13’tür. Genç işsizlik oranı yüzde 23,2’dir. Yüksek işsizlik oranı ülkeyi tehdit eder noktadadır. Özellikle genç işsizlikteki manzara gerçekten ürkütücü boyuttadır. Beraberinde pek çok sosyal tehlikeyi taşıyan bu durum, ne yapacağını bilemez durumda olan gençlerimizin umutlarını yurtdışına çevirmelerine sebep olmaktadır.
Temel gıda ve tüketim mallarına yapılan zamlar da uzun süredir ciddi boyutlara ulaşmış bulunuyor. Zamların hem çok sık yapılması hem de oranlarının aile bütçesini alt üst edecek düzeyde yüksek olması, vatandaşımızı oldukça etkilemiştir. En önemli ve mecburi harcama kalemleri zamlardan nasibini almaktadır. Sofra demirbaşlarından akaryakıta, elektrikten temel tüketim maddelerine kadar yapılan peş peşe zamlar adeta sağanak yağmur gibi yağmaktadır. Ancak maaş artışlarına baktığımızda böyle bir zam yapılmadığını, son derece yetersiz düzeylerde zam yapıldığını görüyoruz. Saadet partimiz olarak daha önce defalarca ifade ettiğimiz gibi, resmi enflasyon hesaplama sepeti, vatandaşımızın yaşam gerçeğini yansıtmamaktadır. Hayatımıza girmeyen malzemelerle hesaplanan enflasyon ve onun üzerinden yapılan zamlar maalesef yapay ve yetersiz kalmaktadır.
Faizin yansımaları ülkemize de vatandaşımıza da hem maddi hem de manevi noktada bedeller ödetiyor demektir. Faiz, bir sistem meselesidir, bir an evvel bu faizci kapitalist ekonomiden vazgeçilmeli ve Rahmetli Erbakan hocamızın önerdiği ve Refahyol iktidarı döneminde sadece kısa bir sürede insanlarımıza tanıtma fırsatı bulabildiği ADİL EKONOMİK sisteme geçilmelidir. Ak Parti iktidarının faizin niçin ABD’de yüzde 2, İngiltere’de yüzde 0,75, Japonya, İsviçre, İsveç gibi ülkelerde ise eksi düzeylerde olduğunu bilmeleri lazım.
Biz Milli Görüş hareketi olarak bütün partilerimizde onlarca yıldır faizin ekonomiyi tahrip ettiğini, faizin zulüm olduğunu anlatmaya çalıştık, hatta sesimiz çıktığı kadar haykırdık ve haykırmaya da devam edeceğiz.
Tüketime ve borçlanmaya dayalı büyüme modelinden bir an evvel vazgeçilmelidir. Yatırım ve üretim artmadan, gelir dağılımı adaletsizliği giderilmeden, milli gelirin adil dağılımına ilişkin tedbirler alınmadan halkın durumunun düzelmesi mümkün değildir.”