İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde alınan sevindirici bir karar ile Cemevleri ibadethane olarak kabul edildiğini hatırlatan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Derneği, Alevi Dernekleri Platformu adına açıklama yapan Vakıf başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Ulu, merkezi ve yerel yönetimlere seslendi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde benzer bir oylama yapılmış ve maalesef meclis çoğunluğunu ellerinde bulunduran iki siyasi parti AKP ve MHP’nin oyları İstanbul’daki Cemevlerimize ibadethane statüsü verilmediğini kaydeden Ulu, kendilerinin kimseden bir lütuf beklemediklerini ve Cemevleri’nin yüzyıllar boyunca kendileri için ibadethane olduğunu ve öyle kalacağını söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuyu meclis gündemine getirirken yaptığı konuşmada “Cemevlerinin statüsüne dair bir tarif yapmak Alevi toplumunun haricinde hiç kimsenin işi değildir. Alevi toplumu da ibadetini yaptığı yer olarak Cemevinin tarifini çoktan yapmıştır” sözlerini hatırlatan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Derneği, Alevi Dernekleri Platformu adına açıklama yapan Vakıf başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Ulu açıklamasında şunları söyledi:
“Akıl ve mantık doğrultusunda hareket edenlerin bizler için ibadethane olan bir yeri yok saymanın kendilerine bir fayda sağlamayacağını görmeleri gerekmektedir. Bizler Cemevlerimizin ibadethane olarak kabul edilip imar planlarında değişiklik yapılmasını ve diğer ibadethaneler ile aynı statüde yer almasını bekliyoruz. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediği için; sünni kardeşlerimizle aynı vergiyi vermemize rağmen ibadetlerimizi gerçekleştirdiğimiz, cenazelerimizi kaldırdığımız Cemevlerinin varlığının devamı için bizler ikinci kez vergilendirilmiş oluyoruz. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediği için; devlet erkanı vatan savunması sırasında şehit olan Alevi gençlerimizin cenaze törenine bile katılmaktan çekinmektedirler. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediği için; toplumumuzu mezhepsel olarak karşı karşıya getirmek isteyenlerin hedef gösterdiği mekanlar haline gelmektedir. Geçtiğimiz hafta Sultanbeyli Cemevine yapılan saldırı da bunun bir sonucudur. Bizler Yunus Emre’nin dergaha eğri odun getirmemesi gibi doğruluk peşinde olan bir toplumun üyeleriyiz. Bizler Pir Sultan Abdal’ın yoldaşı olan köpeklerin bile haram yemediği kültürden gelen bir toplumun üyeleriyiz ve kimseden hakkımız olandan fazlasını istemiyoruz. Herkesi İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi gibi hak yememeye ve hakkımız olanı vermeye davet ediyoruz. İzmir de alınan kararın tüm belediyeler tarafından örnek alınmasını bekliyoruz. Bizleri görmezden gelerek ret oyu veren herkese de hakkımız olanı gasp ederek haramın en büyüğüne ortak olduklarını hatırlatmak isteriz. Seçim zamanı ben Ali’yim bende Aleviyim diyenlerin seçimden sonra tekrar Muaviye gibi davranmalarını sadece bizler değil 80 milyon insan görüyor. Tekrar ifade etmek gerekirse merkezi ve yerel yönetimlerden beklediğimiz; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarına uymalarıdır. Alevi toplumuna en temel vatandaşlık hakkı olan ibadet özgürlüğü hakkını vermeniz ve Cemevlerimizi ibadethane statüsüne alarak yok saymamalarıdır.”