Doktorlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları bugün ve yarın iş bırakarak yürüyüş ve basın açıklaması yapacaklar. Bugün ve yarın birçok şehirde, hastanelerde, ASM’lerde günlük sağlık hizmetleri, acil durumlar dışında verilmeyecek. Sağlık emekçileri talepleri için, “buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz” demek için işyerlerinden sokaklara, meydanlara çıkacak. Bugün, Eskişehir’de de sağlık emekçileri iş bırakarak ESOGÜ mermer salon önünde buluştu, basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını SES ve EBTO adına SES Eskişehir Şubesi Eşbaşkanı Özge Yılmaz okudu. Açıklama şöyle:

“Pandeminin başından beri “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyenlerin mücadele haftasıdır 14 Mart.

En temel insan hakkı olan “sağlık hakkı” için halkın sağlığı, emeğimin hakkı diyenlerin haftasıdır 14 Mart.

Pandemi öncesinde olduğu gibi Tıp Bayramının 103. Yıldönümünde de;                

Sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına,

Sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine,

Performans -güvencesizlik- şiddet kıskacı ile faturanın kendilerine kesilmesine

Uzun çalışma saatleri, iş yükü, mobbing ve angarya gibi modern kölelik çalışma koşullarına isyan edenlerin, Önlenebilir bir hastalık nedeniyle, 553 çalışma arkadaşını yitiren “yaşam hakkı” yok sayılanların haftasıdır 14 Mart.                                                                                                                 

Hasta yakınının saldırılarına karşı birlikte bariyer oluşturan ekibin haftasıdır 14 Mart.

Sağlık ekibinin ekip ruhunu, ortak mücadelesini ve dayanışmasını bozmaya çalışanlara inat, bir olanların, birlik olanların haftasıdır 14 Mart.                                                                     

Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, artık en temel insani hakkımız olan yaşam hakkımızı dahi koruyamayan sağlık politikacılarına, acil sorunlarımızın çözümü için derhal harekete geçmelerini yoksa sağlık sisteminin onarılamaz yaralar alacağını uyarı grevlerimizle defalarca hatırlattık. Bizleri dinlemek, çözüm üretmek yerine Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 25.02.2022 tarihli bir görüş yazısıyla sağlık emekçilerinin haklı taleplerini ve mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girmiş, gözdağı vermeye çalışmıştır. En son icraat olarak Cumhurbaşkanı tarafından hekimlerin emeğini, niteliğini, değerini ve kamusal sağlık hizmetlerini hiçe sayan “gidiyorsa gitsinler” söylemiyle adeta sarsıldık ama şaşırmadık. İşte, sendikal hakları, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan bu yönetim anlayışı tam da sorunlarımızın esas nedenidir 14 Mart Sağlık Haftasını, “Bayram” olarak kutlayabilmek için bu yıl 14-15 Mart “Grev” haftamızdır.

Aşağıda yer alan taleplerimiz; halkımızın nitelikli ve kamusal sağlık hizmeti alması için gerekli talepler olup, halkımızın mağdur edilmemesi ve hak ettikleri sağlık hizmetini alabilmeleri için halkın bir parçası olan biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en acil talepleri derhal karşılanmalıdır. Taleplerimiz;

• Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.

• Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.

• 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.

• Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.

• OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.

• Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.

• Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

• Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.

• Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.

• Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.

• Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın

• Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.

• Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın

• Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.

• Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun.”

Editör: Mustafa YILDIRIM