Oldum olası, içinin güzelliği yüzüne vurmuş ( içinin kötülüğü yüzüne vurmuş - iki türlüde söylenir. )  toplumsal genellemesi zihnimde kabul görmemiştir. Bu kabul görmeyiş de, biçimsel temelli  genellemeler yapılmasına  genel manada bir  mesafe sahibi olmamın etkisi de yadsınamaz elbet. Yine halk arasında kabul görmüş  bir başka deyimimiz olan '' bu çok temiz yüzlü bir adam''  ibaresi de, aslında  temelsiz diyebileceğimiz akla zarar  bir çıkarımdır. Bu temiz yüzlü insan tanımlama hevesimiz, biz insanoğlunu  farkettirmeden  yanlış bir algının kucağına bırakır.

Anne babaların kızlarının evleneceği adamda  aradıkları temel kriterlerden biri temiz yüzlü biri olmasıdır. Teyzelerimizin  birini  betimleme ezberi olan ''maşallah çok temiz yüzlü çocuk '' beyanı da  bunu destekler niteliktedir. Ticaret yaparken, ortak iş yaparken  ve daha birçok  mevzuda temiz yüzlü insan arayışımız ve hevesimiz, çoklukla  sıkıntılı sonuçlara gebe olmuştur. Yani ters köşe olduğumuzu sıklıkla görebiliriz.

İnsanı insan yapan bedeni değil, ruhudur. Kötü olan da iyi olan da ruhtur. İstisnaları ayrı tutmak kaydıyla, ruhla yüz güzelliği veya temizliği arasında doğru orantılı bir ilişki kurmak pek sağlıklı bir çıkarım olmasa gerek. Siz de bu yazıyı okurken geçmişteki deneyimlerinizi anımsayabilirsiniz

Halil Ünal