Depremin, en büyük kabusumuz olduğunu belirten Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı Teşkilat Başkanı Hasan Arduç, acı olaylar yaşandıkça tedbir almayı çok sevdiğimizi söyledi.
17 Ağustos Depremi hafızalarımızdaki tazeliğini korumasına rağmen, Milletçe gereken adımları atamadığımızı ifade eden Arduç, “Depreme karşı aldığımız en büyük önlem, yasa ve yönetmelikleri biraz daha katılaştırmanın ötesine gitmedi. Bu süreçte, mevzuata aykırı inşa edilen yapılar, hilkat garibesi niteliğindeki ‘İmar Affı’ ile kitabına uyduruldu. Hiçbir denetim yapılmadan, yetkinin kimde olduğu belli edilmeden ve sorumluluğun kime ait olduğu bilinmeden ‘Ver parayı, al belgeyi’ dendi.
Ders çıkartmayan sadece yöneticilerimiz değil. Maalesef bizler de gereken dersi çıkartamıyoruz. Elbette, her an her saniye depremle yaşayacak değiliz” dedi.
Devletin, gereken tedbirleri almak zorunda olduğunu kaydeden Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı Teşkilat Başkanı Hasan Arduç şunları söyledi:
“Ancak bizlerin de yapması gerekenler var. Her şeyden önce ‘İnsan Hayatı Kutsaldır’ ilkesi ile hareket etmek zorundayız. Binalarımızı inşa ederken, ev alırken veya kiralarken dikkat etmemiz gerek ilk husus binanın fiziki sağlamlığı olmalıdır. ‘Ben sattıktan sonra ne olursa olsun?”’diyemeyiz. Vicdanımızla hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Deprem veya başka bir afet halinde nasıl hareket etmemiz gerektiğini çok iyi bilmeliyiz. Yerel yönetimler ihmal etse dahi, alınan tedbirleri sık sık sorgulamalıyız. Mesela şehrimizin doğal afet planı nedir? Bunları kaçımız biliyor? Bazı Bakanlar İstanbul’da 7,5 şiddetinde deprem beklediklerini ve bir plan dahilinde gerekli önlemleri almaya başlayacaklarını açıkladılar. Diğer iller ne olacak? Eskişehir’de deprem olmayacağına dair kesin bir bilgi mi var? Ya da Eskişehir veya bir başka ilimiz depreme hazır mıdır ki, çalışma sadece İstanbul için başlatılacak. Elbette İstanbul gerek nüfus gerekse jeopolitik açıdan çok önemli bir şehir. İstanbul’da deprem olması ile bir başka şehirde deprem olmasının sonuçları mukayese bile edilemez. Ancak, ‘İnsan hayatı kutsaldır’ ilkesi tüm insanlar için geçerlidir. Depreme veya başka bir doğal afete karşı tedbir çalışması yapılacaksa tüm illerimiz için yapılmalıdır.
Son depremler bir kez daha göstermiştir ki, başta yapı denetim olmak üzere, acilen Ülkemizin şartları dikkate alınarak, deprem ve doğal afet mevzuatı güncellenmelidir. Ancak yasa koyucuların, oturdukları yerden, bir iki danışmanın ağzına bakıp yasa veya yönetmelik çıkartması çözüm olmaz. Veya bir müddet sonra arpalığa dönüşecek komisyonlar kurmak da ihtiyacımızı karşılamayacaktır.”