Türkiye’de deprem 1999 depremi sonrası daha fazla konuşulmaya başladı. Dikkat ederseniz konuşulmaya başlandı diyorum…

Sorunların çözümü için yol kat edildi, yetkililer tarafından bu konu önemsendi demek isterdim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimi kaybetme pahasına kentsel dönüşümü istinasız uygulayacakları açıklamasını dün gibi hatırlıyorum.

Ancak üzülerek söylüyorum sandık kazandı…

Kentsel dönüşüm yeteri hızda, istenen seviyede ilerlemiyor.

TOKİ tarafından yapılan yeni konutlar, deprem özelinde son derece önemli.

Ancak TOKİ ile kentsel dönüşümün tüm projelerde birleştirilerek yapılması deprem riskli konutların yenilenmesi açısından gerekli...

Aslında ülkede; depreme, sel felaketlerine ve otopark (Konut altı zorunluluğu) sorununa karşı bir planlı yapılaşma konusunda yönetmeliklerle sınırların belirlenmesi gerekiyor.

Deprem yönetmeliği de son derece yanlış kurgulanmış...

Denetim de şirketlerin insafına bırakılmış durumda…

Ayrıca cezaların da ağır olması şart. Bu devirde hala gece kondu sorununu çözmüş değiliz.

Hafta sonu İstanbul’daydım, dünyanın imrenerek baktığı bir şehir ancak bu kadar hiç edilebilir.

İstanbul’da kentsel dönüşüm için belediyenin hiç bir şey yapmaması da ayrıca bu içler acısı durumun, olası bir depremde nasıl bir felaket doğuracağının habercisi gibi…

Gelelim işin belediye ayağına…

Maalesef belediyelerin durumu hükümete göre çok zayıf...

Belediyeleri iktidar ve CHP belediyeleri olarak da ayırarak incelemek gerekiyor.

AK Partili şehirlerde belediyeler beklenen seviyede olmasa da TOKİ işbirliği ile kentsel dönüşüm yaparak riskli binaların dönüşümünü sağlayabiliyor.

Eskişehir örneğindeyse merkezi hükümet ve yerelde CHP’nin çatışmalarıyla bu konuda bir arpa boyu yol alınamıyor.

Örneğin; TOKİ Eskişehir’de Karapınar’da kentsel dönüşümün zorunlu olduğunu bas bas bağırıp proje üretmek istemesine rağmen Odunpazarı Belediyesi topu taca atarak buna izin vermiyor.

Bir çok belediyenin imar planları dahi yapılmamış ya da eksikler mevcut.

Son yaşanan deprem şiddetinin daha düşük olması nedeniyle büyük zararlara yol açmadı belki ama bize depremi ve korkunç sonuçlarını yeniden hatırlattı. Şimdi daha da fazla geç kalınmadan merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin ortaklığında bu konunun çok çok daha fazla ciddiye alınması ve eyleme geçilmesi gerekiyor. Aksi halde bu insanların ahını alırsınız…