Şayet ulusal yayın yapan Vatan Gazetesi’nin bugüne ait ( 26 Haz. 13 ) spor sayfasını okuduysanız şu başlığı göreceksiniz:

 “Ersun Yanal artık özgür”

Şimdi bu cümledeki 9 kusurlu hatayı bulun deseler 4 kelime içinden 900 tane hata bulunur. Ne demek “ artık özgür “ Kim bağlıyordu ki Ersun Yanal’ı! Kim tutsak almıştı sözleşmeli bir teknik direktörü! Kim “ ben gidiyorum” diyen adamı engellemiş!

İstanbul basını, Eskişehirspor ile sözleşmesi devam ederken Fenerbahçe ile görüşmelere başlamış biri hakkında yanlı yazıyor olmasının haklı bir neden bile aramadan Eskişehirspor kulübünü zan altında bırakmıştır. Sözleşmesi devam ederken adı büyük diye Fenerbahçe spor kulübü ile görüşen bir antrenöre bizim atacağımız başlık da şudur:

“Eskişehirspor artık özgür”

 

 

ETHEM SARISÜLÜK’ÜN KATİLİNİ TEŞHİR ETMEK

 

        Sanırım tüm Türkiye artık duydu ( sanırım diyorum çünkü hala sadece R.Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek okuyan insanlar olduğunu düşünüyorum) : Ethem Sarısülük 1 Haziran 2013 tarihinde Ankara’da Gezi Parkı protestoları sırasında polis memuru Ahmet Şahbaz tarafından vurularak öldürülmüştü.

         Günlerce zanlının ismi açıklanmamıştı, neden sonra Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memurunun ismi açıklanmıştı. Savunması alınan Polis Ahmet; kalabalığa tek başına daldıktan sonra meşru müdafaa denilerek serbest bırakılmıştı.

         Bir hukuk devletinde olması beklenmeyen ardı sıra hukuk dışı bir performans sergiledi Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu kurumları. İleri demokrasimizin Suudi Arabistan düzeyinde olduğumuzu göstermiş oldular.

         Ancak şu da bir gerçek; söz konusu cinayet kim tarafından ve nasıl işlenirse işlensin, zanlının sosyal medyada bu kadar açık şekilde teşhir ya da afişe edilmesini doğru bulmuyorum. Adıyla, soyadıyla, fotoğrafıyla alenen teşhir etmek demek toplumsal linç kültürünü davet etmek anlamına gelir ki Gezi Parkı direnişiyle başlayan özgürlük ve hak alma mücadelesinin gerçeğine ters düşülmüş olur. Burada tetiği çeken bir polis memurudur ve katil zanlısı olarak serbest bırakılmamalıydı evet ama sorun daha çok kurumsal anlamda hükümeti, yargıyı ve emniyet teşkilatını ilgilendirmektedir. Dolayısıyla teşhir edilmesi gereken o polis memuru değil az önce ifade ettiğim kurumlar olmalıdır ve hatta ne kadar teşhir edilseler azdır.