Ayaz, “Yasin Çakır un fabrikası işçileri çok ağır çalışma koşulları altında, açlık sınırının hatta bazen asgari ücretin dahi altında kalan ücretlerle yıllarca hayatta kalmaya, yaşam mücadelesi vermeye çalıştılar. Fakat her geçen gün çalışma koşulları daha da ağırlaşırken insanca yaşam olanakları iyice azaldı. Bu zor koşullara rağmen var gücüyle çalışan işçiler, emeklerinin karşılığını alabilmek için örgütlendiler. Gıda İş sendikamıza üye oldular. Yasin Çakır Un fabrikası patronları işçilerin anayasal hakları olan sendikalaşma haklarını kullandıklarını öğrenir öğrenmez, artık memleketin her yerinde patronlar için bir refleks haline gelmiş şekilde işçileri sendikalılaşma fikrinden uzaklaştırmaya çalıştılar. Patronlar mobbing, baskı, yıldırma, yeni işçiler alarak sendikalı işçileri azınlıkta bırakmaya çalışma gibi birçok yöntem denedikten sonra; işçilerin fabrika önünde sendikalarıyla beraber yaptıkları basın açıklamasının akabinde de tüm işçileri işten çıkarmaya kadar vardırdı hak, hukuk ve anayasa tanımayan tavrını. Patronlar tüm bu süreç boyunca sendika ve işçi düşmanı tavrını işçileri aileleri üzerinden açlıkla tehdit ederek, işten çıkarma sopasını sürekli işçilerin başında sallayarak zaten göstermişti. Patronlar patronluğunu yapıyordu ancak işçiler de zulme karşı çaresiz değildi. Toplu işten çıkarma ile işçilerin fabrika önündeki onurlu direnişleri de başlamış oldu.

İşçi kardeşlerimiz 36 gün boyunca fabrika önünde sürdürdükleri direnişlerini Eskişehir kamuoyunun gündemine de taşıyarak, haklı mücadelelerini ulaştıkları tüm işçilere, emek ve demokrasi güçlerine anlatarak, halen grevleri devam eden sınıf kardeşleri Atışkan Alçı işçileriyle de omuz omuza vererek şehirde bir direniş ve dayanışma rüzgârı estirdiler. Bu direniş boyunca Yasin Çakır işçisi kardeşlerimizi ve sendikamızı yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza da tek tek teşekkür etmek isteriz. Direnişin ilk gününden beri ziyaretleriyle bizleri yalnız bırakmayan emek ve demokrasi güçlerine, sendikalarımıza, siyasi partilere, belediyelerimize çok teşekkür ederiz. İşçiler için düzenlenen dayanışma gecesinde bizleri yalnız bırakmayan, dayanışmayı büyüten tüm dostlarımız iyi ki varlar.

İşçi kardeşlerimizin mücadelesi devam ederken bir yandan da sendikamız aracılığıyla hukuksal zeminde arabuluculuk süreci devam etti. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında da işçi kardeşlerimizin ne kadar haklı olduğu zaten ortadaydı. Görüşmelerin başından itibaren patronlar tarafı da zaten işçileri haksız, hukuksuz yere işten çıkardığının farkındaydı. Ve gelinen noktada Yasin Çakır işçileri kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını, kullanmadıkları yıllık izin ücretlerini ve 5 maaş tutarında tazminatlarını aldılar ve direnişi sona erdirdiler. Yasin Çakır işçileri mücadeleleri sonucu elde ettikleri bu kazanımla işçi sınıfının örgütlü gücünü göstermiş oldular. Sendikalı çalışmak anayasal haktır ve işçilerin iradesidir. Patronlar er ya da geç bu iradeyi kabul etmek durumunda kalacaktır. İşçinin kendi iradesinin üzerinde bir güç yoktur. İşçi kardeşlerimiz örgütlü bir işçi sınıfının neler başarabileceğini bir kere daha bizlere gösterdi. Sendikamız her zaman olduğu gibi işçilerin, emekçilerin haklı mücadelelerini sahiplenmeye, yanında olmaya, dayanışmayı büyütmeye devam edecektir”