Irak’ta Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kerkük’ün, Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin güvenlik gücü peşmergelerin denetimine bırakılmasına yönelik girişimler hem Türkmenleri hem de Türkiye’yi kaygılandırıyor. TBMM Dışişleri Komisyonu’nun CHP’li üyelerinden Utku Çakırözer, İspanya’nın Barselona kentinde yapılan NATO toplantısında ittifak ülkelerinin milletvekillerine Kerkük uyarısında bulundu. Irak yasalarına göre Kerkük’ün bölgesel Kürt yönetimine değil Bağdat’taki merkezi hükümete bağlı olduğunun altını çizen Çakırözer, “Bu statünün değişmesine yönelik adımlar atıldığını görüyor, duyuyoruz. Peşmergenin Kerkük’e girmesi, denetimin IKYB’ye bırakılması hem Kerkük’te hem de Irak’ın genelinde barış, istikrar ve huzuru bozar” dedi. NATO Parlamenterler Meclisi’nin Barselona’da yapılan Ortadoğu konulu toplantısının gündeminde Irak’taki son gelişmeler yer aldı. AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Conkar tarafından hazırlanan Irak raporunun görüşmeleri sırasında söz alan, NATO-PA Türk heyetinin CHP’li üyelerinden Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Kerkük’te yaşanan son gelişmelere dikkat çekti. “ULUSLARARASI TOPLUM ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI” Çakırözer NATO üyesi ülkelerin parlamenterlerinin katıldığı toplantıda şu değerlendirmeleri yaptı: “Irak’ı ve bölgenin güvenliğini konuşurken kaygı verici yeni gelişmelere dikkatinizi çekmek isterim. Türkmenler, Kürtler Araplar ve diğer birçok grubun bir arada yaşadığı Kerkük’te tehlikeli gelişmeler var. Kerkük’ün statüsü belli. Bağdat’taki merkezi hükümete bağlı vilayetlerden biri. Ama şimdi merkezi hükümetin Kerkük’ün kontrolünü, güvenliğini Irak Bölgesel Kürt yönetiminebırakacağı yönünde işaretler görüyoruz, duyumlar alıyoruz. Peşmerge güçlerinin kentin hemen dışına konuşlandıkları bilgileri geliyor. Eğer bunlar doğruysa ki Türkmen kardeşlerimiz doğru olduğunu söylüyor, bu son derece tehlikeli bir gelişmedir. Kerkük’ün IKYB’ye bağlanması ya da bunun yolunu açacak her adım Kerkük’te barış huzur ve istikarar arayışlarına zarar verir. Sadece Kerkük’ün değil Irak’ın tümünün barış ve huzurunu bozar. Böylesine tehlikeli bir adımın atılmaması için uluslararası toplumun da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir.”