Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru ekonomik değerlendirmede şunları söyledi; " Ülkemizin bir süredir içerisinde olduğu ‘’kur krizi’’nin giderek derinleşmesini endişe ve üzüntü ile takip etmekteyiz. Sadece son 2 ayda %30 civarında değer kaybeden Türk Liramız, dünya üzerinde gelişmekte olan para birimleri arasında açık ara ile en çok değeri düşen para birimi olmuştur. Hal böyleyken yıl başında 392$ olan asgari ücret bugün itibariyle ülkemizde 220$ olarak Avrupa ülkeleri arasındaki en düşük seviyeye ulaşmıştır. Vatandaşımızın cebine giren para günden güne azalırken, temel tüketim maddeleri başta olmak üzere birçok üründeki fiyat artışlarından dolayı alım gücümüz ciddi bir şekilde düşmüş, işçiler, memurlar, yerelde ve ulusal alanda ticaret yapan vatandaşlarımız çıkmaza girmiştir. Tüm bunların üzerine ekonomideki kötü yönetim, gün geçtikçe halkımızı fakirleşmeye itmektedir. Bu fakirleşme, gençlerimizin ülkenin geleceğine güvenini azaltmakla birlikte beyin göçünü tetikleyecek ve ekonomik problemlerin ötesinde nitelikli insan açığı problemine de yol açabilecek ve dolayısıyla ekonominin yanı sıra bilim, sanayi , kültür-sanat gibi bir çok alanda da ülkemizi fakirleşmeye itecektir. Son olarak ülke olarak içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizin, ‘’Ekonomik Kurtuluş Savaşı’’ olarak tanımlanmasına kesinlikle katılmıyoruz. Türkiye ekonomisini yöneten tüm erklerin sorumluluğundaki bu kötü yönetimi bir savaş olarak nitelendirmek yapılan hataları çözmeye fayda sağlamayacağı gibi, üzerini kapatmaya çalışarak o hataların büyümesine neden olacaktır. Odunpazarı Kent Konseyi olarak, ekonomi yönetimimizin bir nebze olsun normale dönebilmesi için acilen Merkez Bankası’nın bağımsız yapısına tekrar kavuşmasını talep ediyoruz. Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere tüm siyasi liderlerin Merkez Bankası’nın alacağı kararlar üzerinde bir etki, yönlendirme ve spekülasyon yaratacak davranışlarına bir an önce son vermesini diliyoruz. Ayrıca, ülke olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü ekonomik vaziyetin neticesinde devletimize ekonomi yönetiminde tavsiyelerde bulunacak, alanında yetkin Türk bilim adamlarından oluşan bir Ekonomi Bilim Kurulu oluşturulmasını talep ediyoruz. Son olarak özellikle ekonomi alanında toplum yararına kurulan ve faaliyet gösteren tüm STK’ların ülke ekonomisiyle ilgili analizlerini ve çözüm önerilerini korkusuz, tarafsız ve bağımsız bir şekilde kamuoyu ile paylaşarak STK hüviyetini kazanmış olmalarının gerekliliğini yerine getirmeye davet ediyoruz. "