Yurt dışında uygulanan tedavi saatlerinin yetersizliği nedeniyle ailesi tarafından tedavi için Türkiye’ye getirilen 1p36 Delesyonu Sendromu hastası minik Arda, sağlığına kavuşmak için ilk adımlarını attı.
Almanya’da yaşayan Şeneryiğit ailesinin 3 çocuğunun en küçük çocuğu olan 4 yaşındaki Arda, doğumundan 3 ay sonra gövdesiyle başını tutamama ve kol, bacak kaslarında gevşeklik bulgularıyla doktora götürüldü. Yapılan kontrollerin ardından minik Arda’ya 1p36 Delesyonu Sendromu teşhisi koyuldu. Tedavi için ilk olarak Almanya’da sağlık merkezlerine giden aile, tedavi programlarının yetersiz olması nedeniyle yeniden bir arayışa başladı. Yurt dışındaki doktorların tedavi için Türkiye’yi tavsiye etmesi üzerine burada tedaviye karar veren aile, Eskişehir’de Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’ne müracaat etti. Burada uygulanan 1 aylık tedavinin ardından Arda sağlığına kavuşmanın ilk adımlarını atarken, aile ise çocuklarının gelişimi ile uzun bir aranın ardından tekrar rahat bir nefes aldı.
"Almanya’da çeşitli rehabilitasyon programlarına giriyorlar fakat yeterli sonuç alamıyorlar"
Eskişehir Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Tıbbi Direktörü Uzm. Dr. Türkan Tünerir, ailenin Almanya’da çok az sayıda ve günde yarım saat tedavi programı uygulandığı için Türkiye’yi tercih ettiğini belirtti. Tünerir, "Arda’nın doğumsal bir rahatsızlığı nedeniyle 3 aylıktan sonra gövdeyi ve başı tutamama, kol ve bacak kaslarında gevşeklik bulgularıyla Almanya’da doktora gidiyorlar. Orada epilepsi dediğimiz nöbet geçirme rahatsızlığı olduğu tespit ediliyor. Gelişme geriliği tespit ediliyor. Almanya’da çeşitli rehabilitasyon programlarına giriyorlar fakat yeterli sonuç alamıyorlar. Çok az sayıda ve saatte çalışma uygulandığı için bebeğin olumlu yönden gelişmelerini çok yavaş kaydediyorlar. Bunun üzerine aile bir arayış içine giriyor. Almanya’da çocuğa bakan doktor da Türkiye’de iyi rehabilitasyon imkanlarının olduğunu ve kendisinin araştırarak daha yoğun bir tedavi alması gerektiğini öneriyor. Bu esnada aile araştırıyor. Eskişehir’de de bağlantıları var. Fizyomer’i öğreniyorlar. Burada daha önce tedavi görenler ile görüşüyorlar. Olumlu yanıt alınca bizim merkezimize tedavi olmak için 3 ay önce müracaat ettiler. Korona sebebiyle geliş tarihleri ertelendi fakat uçuşlara izin verilince aile Eskişehir’e sırf tedavi olmak için geldi" ifadelerini kullandı.
"4 haftada büyük bir başarı sağladık"
Eskişehir Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Sorumlu Terapisti Melike Candan Gelerli, Arda’nın tedavi süreci ile ilgili birçok konuda çok hızlı gelişme gösterilmesine rağmen uzun ve yoğun bir mesaiye ihtiyaç olduğunu belirtti. Gelerli, "Arda ilk geldiğinde başını tutamıyordu. Gövde dengesinde bozuklukları vardı. Uzun süre yatmasına bağlı kurbağa pozisyonu olmuştu bacaklarında. Biz öncelikle yoğun bir tedavi ile günde 4 saat fizyoterapist arkadaşlarımla birlikte Arda’yı önce pozisyonlamaya, vücut şeklini düzeltmeye ve bununla birlikte de kaslarını güçlendirmek için uğraştık. Kurbağa pozisyonunu düzelttiğimiz anda gövde dengesi, baş kontrolü ve vücut algısında çeşitli düzelmeler gösterdi. Süreç hala uzun ve yoğun bir mesaiye ihtiyacı var. Daha uzun süre tedavi görürse biz de merkezimizde Arda’yı daha iyi yerlere getirmiş olmanın mutluluğunu yaşayacağız" şeklinde konuştu.
"Almanya’da günde 2 saat tedavi vermedikleri için biz de buraya gelmeye karar verdik"
Anne Pınar Şeneryiğit, Arda’nın günde en az 2 saat tedaviye ihtiyaç duyduğunu ve bu hizmeti Almanya’da alamadıklarını belirterek şunları söyledi:
"Arda 3 aylıkken havale geçirdi. Ağır epilepsi hastası. Kontrollerimizde Arda’nın genetiğinde bir eksiklik olduğu ortaya çıktı. 1p36 Sendromu diye geçiyor. Almanya’daki doktorumuz en az günde 2 saat tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Almanya’da günde 2 saat tedavi vermedikleri için biz de buraya gelmeye karar verdik. Almanya’da günde yarım saat tedavi yapıyorlar. Haftada 3 defa. Bu da Arda için çok yetersiz. Burada kafa kontrolünü yapmaya başladı. Daha iyi oturmaya başladı. İyi gelişmeler gösteriyor. Bu hafta sona eriyor. Üzülerek gidiyoruz. Keşke daha fazla kalabilseydik."