ESOGÜ Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Medine Sivri, öğrencilere “zamanınızı kitap okuyarak geçirin” çağrısında bulunarak kitap listesi önerdi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Medine Sivri, pandemi ile edebiyat ilişkisini değerlendiren bir yazı kaleme alarak öğrencilerin zamanlarını verimli geçirmelerini istedi. Prof. Dr. Medine Sivri, Yunus Emre’den Nazım Hikmet’e, Dostoyevski’den Camus’a, kendi hayatında iz bırakan yazarları da sıralayarak kitap tavsiyesinde bulundu.
“İnsanlık büyük bir idrak sınavında”
İnsanın son yüzyıllarda evren ile uyumunun bozulduğunu belirten Prof. Dr. Medine Sivri, insanlığın büyük bir idrak sınavından geçtiğini vurgulayarak, “Canlı olup olmadığı bile tartışılan bir virüs herkese ve her şeye ahkâm kesen egosunu şişirmiş insanlığı yerle bir etmiştir. Böyle belalar aslında kendimizi sorgulamamız için çok büyük bir fırsattır. Şimdi oturup içe dönme, kendine yoğunlaşma ve düşünme zamanıdır. Biz bu dünyayı nasıl hor kullandık ve ne hale geldik de bunları yaşıyoruz diye. Koşuşturmalı yaşamlarımızda hız denilen terörün pençesinde öyle çaresiz durumdaydık ki küçücük bir virüs dur diyerek bizi kendimize getirmiştir. Doğanın gücü karşısında ne kadar savunmasız ve çaresiz olduğumuzu da idrak etmemizi sağlamıştır. Önceliklerimizin neler olması gerektiğini ortaya koymuştur. Yaşamdaki tüm kazanımların matematiksel olarak 1’e, diğer kazanımların onun yanına getirilen 0’lar olduğunu, 1’in üzeri çizildiğinde diğer 0’ların hiçbir öneminin olmadığını da göstermiştir. Aslında koca bir hiç için birbirimizi, sağlığımızı ve doğayı nasıl çarçur ettiğimizi kanıtlamıştır” dedi.
“Sanata ve edebiyata gereksinim arttı”
Sanat ve edebiyatın insanın kendini inşa etmedeki hayati rolünün önemini vurgulayan Prof. Dr. Medine Sivri, zor günlerin de yine sanat ve edebiyat ile aşılabileceğini belirterek, “Kıssadan hisse çıkarmamızı, düşünmemizi, yeni şeyler icat etmemizi, eleştirmemizi, kendimizi ve doğayı, varlığı tanımamızı, arınmamızı, tek bir hayatta yaşayamayacağımız kadar çok deneyimi yaşamamızı mümkün kılan edebi eserler vazgeçilmezimizdirler. İnsanlık bazı dönemlerde karşılaştığı felaketleri bir fırsata dönüştürebilir ve kendi kendisini sorgulayabilir. Buna idrak etmek ve yüzleşmek dönemleri de diyebiliriz. Zira ataların da dediği gibi ‘Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir’. İnsanı insan yapan, geliştiren, mükemmelleştiren çektiği acılar ve zorluklardır. Bu tür büyük engellerle karşılaşmak bizim onu aşmamız ve olgun, bilge bir insan olmamız için önemli bir fırsattır” diye konuştu.
“Şiirle başlamak en güzeli”
Kendi hayatında iz bırakan kitapları paylaşan Prof. Dr. Medine Sivri şunları kaydetti:
“Türkçemizi bir edebiyat dili haline getiren ve halkın dilini kullanan Yunus Emre ve halk edebiyatının birbirinden güzel şairleri ve halk ozanlarıyla beslenmek hem ruhumuzu arındırır hem de kendimize bir ayna tutmamızı sağlar. Mevlana’nın Mesnevisi gibi. Seyyid Nesîmî’yi (14. yy.), Yemini’yi (15. yy.), Fuzûlî’yi (16. yy.), Şah İsmail Hatai’yi (16. yy.), Virani’yi (16. yy.), Pir Sultan Abdal’ı (16. yy.) ve Kul Himmet’i (16. yy.) ve onların o çok katmanlı deyiş ve nefeslerini yeniden hatırlayarak özümüze dönmeyi yeniden mümkün kılabilsek. Yine o dönemin bilge düşünürlerinden Nasreddin Hoca’nın fıkralarıyla mizahi anlayışımızı geliştirerek gülsek ağlanacak halimize. Karacaoğlan ile gezsek tüm Anadolu’nun diyarlarında güzellerle. Köroğlu ile nam salsak yiğitlikte. Baki ve Nedim ile gül ile bülbülü vuslata erdirsek. Ne değerler ne cevherler var Halk ve Divan edebiyatımızda say say bitmeyen. Nazım Hikmet ile Kuvayı Milliye Destanımızı yeniden yazsak. Ahmet Hamdi Tanpınar ile Huzur’a kavuşsak ve Beş Şehir’i arşınlasak onun gözlerinden. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Tevfik Fikret, Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday, İlhan Berk, Cemal Süreya, Edip Cansever, Ece Ayhan, Ülkü Tamer, Attila İlhan, Necip Fazıl Kısakürek, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Turgut Uyar, Can Yücel, Ataol Behramoğlu, Özkan Mert, Ümit Yaşar Oğuzcan ve Bedri Rahmi Eyüboğlu ve daha daha niceleriyle ne zaman bir köy türküsü dinlesek utansak şairliğimizden.”
Türk Edebiyatından seçmeler
Prof. Dr. Medine Sivri, Türk edebiyatından ilk anda aklına gelen yazarları şöyle sıraladı:
“Namık Kemal, Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Ömer Seyfettin, Rıfat Ilgaz, Tarık Buğra, Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sait Faik Abasıyanık, Tahsin Yücel, Gülten Dayıoğlu, Kemalettin Tuğcu, Muzaffer İzgü, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Hasan Ali Toptaş, Nedim Gürsel, Murathan Mungan, Ahmet Ümit, Füruzan, Suat Derviş, Ayşe Kulin, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Tezer Özlü, Sevgi Soysal, Pınar Kür, Buket Uzuner, Latife Tekin, Duygu Asena, Elif Şafak, Ece Temelkuran, Gülten Akın, Oya Baydar, İpek Ongun, Alev Alatlı, Perihan Mağden, Mina Urgan, Erendüz Atasü, Peride Celal, Nazan Bekiroğlu ve daha nice niceleri. Her birinin kendi alanında çok güzel eserleri var hayatımızı tatlandıracak.”
“Dünya klasiklerini tam da yeniden okumanın zamanı”
Prof. Dr. Medine Sivri’nin dünya edebiyatından seçmeleri ise şu şekilde:
“Rus Edebiyatından Dostoyevski’den Suç ve Cezayı, Karamazof Kardeşleri ve Yeraltından Notları; Tolstoy’dan Savaş ve Barış, Anna Karenina, İvan İlyiç’in Ölümü ve Dirilişi; Puşkin’den Yüzbaşının Kızını; Gorki’den Ana ve Ekmek İşçilerini; Gogol’den Ölü Canlar ve Paltoyu; Çehov’dan Vişne Bahçesi, Vanya Dayı ve Martıyı; Turgenyev’den Babalar ve Oğulları; Fransız Edebiyatından olmazsa olmaz Montaigne’nin Denemeleri; Rabelais’in Gargantuası, Madame de la Fayette’in Cleves Prensesini, Molire’nin Cimrisi, Kocalar Okulu, Kadınlar okulu, Gülünç Kibarlar, Hastalık Hastasını, Corneille’nin Cidi, Racine’nin Beyazıtı, Montesquieu’nün İran Mektupları ve Kanunların Ruhu; Voltaire’nin Candid ve İyimserlik Üzerinesi; Diderot’un Kaderci Jacques ve Rameau’nun Yeğenini; Rousseau’nun İtirafları, Toplum Sözleşmesi ve Yalnız Gezerin Düşlerini; Victor Hugo’dan Sefiller, Notre Dame’ın Kamburu, Bir İdam Mahkumunun Son Gününü; Balzac’dan Goriot Baba, Vadideki Zambak, Tılsımlı Deri, Sönmüş Hayaller ve Eugénie Grandetsini; Stendal’in Kızıl ile Kara ve Parma Manastırını; Flaubert’in Madam Bovary ve Duygusal Eğitimi; Emile Zola’nın Meyhane, Nana, Germinal ve Therse Raquini; Maupassant’dan Bel Ami, Bir Yaşam ve Horlasını; Marcel Proust’un Kayıp Zamanın İzinde, Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde, Swannların Semtinden, Sodom ve Gomorra, Hazlar ve Günlerini; Alexandre Dumas’dan Monte Cristo Kontunu; Charles Baudelaire’den Kötülük Çiçekleri, Paris Sıkıntısı ve Yapma Cennetleri; Andre Gide’den Dünya Nimetleri, Pastoral Senfoni, Dar Kapı ve Kalpazanları; Sartre’dan Bulantı, Varlık ve Hiçlik, Varoluşçuluk ve Akıl Çağını; Camus’den Başkaldıran İnsan; Düşüş, Yabancı ve Vebayı mutlaka okumanızı dilerim.”
Prof. Dr. Medine Sivri konuşmasını, “Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, Semerkant, Siddharta, Nar, İsimle Ateş Arasında, Babama Mektup, Sofi’nin Dünyası, Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi, Başlangıç, Cehennem, Gölgesizler, Kuşlar Yasına Gider, Bir Ada Üçlemesi, İnce Memed, Yer Demir Gök Bakır, Son Kuşlar, Lüzumsuz Adam O kadar çok yazar ve öyle güzel kitapları var ki şimdilik bunlarla yetinelim. Ruhunuzun şifalanması dileği ile” diyerek sonlandırdı.