Çocuğun akademik başarısında önemli bir yeri olan okul, sosyal anlamda da önem taşıyor. Uzmanlar, okul değişikliği ile beraber uyum sorunlarının yaşanabileceğine dikkat çekerken, bir değişiklikte sadece eğitim kalitesine değil, sosyal şartlarına, öğrenci profiline, yaşama dair beceri gelişimine de bakılması gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, zorluk yaşayan çocukların ise yargılanmadan dinlenmesi, zorluk çekiliyorsa da profesyonel bir destek alınması gerektiğinin altını da çiziyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Duygu Barlas, okul değişikliğinin çocuk üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Okulun, çocuğun yaşamdaki temel bilimlere ilişkin bilgileri öğrendiği, yaşama dair temel beceriler kazandığı, sosyal becerilerini geliştirdiği, sınırları, esneklikleri gördüğü bir yaşam alanı olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Duygu Barlas, “Okul sadece temel bilimlere ilişkin bilgileri öğrendiği bir yer değildir. O yüzden okul değişiklikleri yapılırken sadece eğitim kalitesine değil, sosyal şartlarına, öğrenci profiline, yaşama dair beceri gelişimini ne kadar önemsediklerine bakılması gerekmektedir” dedi.

Okula gitmek istemeyebilir

Okul değişikliği ile beraber çocukların neredeyse günlerinin çoğunu geçirdikleri yaşam alanlarını değiştirdiklerine dikkat çeken Duygu Barlas, bu durumun bazı uyum sorunlarını beraberinde getireceğine dikkat çekti:

“Arkadaşları, öğretmenleri, belirli düzene oturmuş kuralları ve daha birçok şeyi de değiştirirler. Bu bakımdan okul değiştiren çocuklarda, okul değişimi ile beraber, çeşitli uyum sorunları görülebilir. Yeni okula gitmek istememe, ağlama atakları, bedensel şikâyetler (mide bulantısı, karın ağrısı vb.), uyku sorunları (uykuya dalmakta güçlük, sürdürmekte güçlük, gece kâbusları), çocuksu davranışlar, bakım verenden ayrılma güçlüğü, yeni arkadaş ortamına uyum sağlayamamaya bağlı olarak daha üzgün, umutsuz ve zaman zaman öfkeli hissetme ihtimaller kapsamında olan belirtilerdir. Bu sayılanlar elbette ki bütün olasılıklar göz önüne alınarak söylenmektedir. Özellikle çocuğun rızası olmadan, keyfi bir şekilde okul değişikliği gerçekleştiğinde bu belirtilerin ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.”

Çocuğun görüşü alınmalı

Bu belirtilerin yanı sıra yeni okulun kural ve disiplin sistemine göre çocuğun davranışlarında da değişimler görülebileceğini kaydeden Barlas, “Kuralları pek önemsemeyen bir okula geçiş yapıldığında çocuğun kurallara uyma alışkanlığı azalma gösterebilir, karşı gelme davranışları hali hazırda var ise bunlar artış gösterebilir. Aslında, “okul değiştirmek” başlı başına anlamı olmayan bir durumdur. Okul değiştirmek, bu durumun ebeveynler tarafından nasıl yönetildiği ile anlam kazanmaktadır. Eğer öncesinde çocuğa bilgi verilmediyse, fikri sorulmadıysa, keyfi bir değişim ise, hazırlık yapılmadıysa, dönemin tam ortasında bir anda gerçekleştirildiyse bu iyi yönetilememiş bir süreçtir. Yukarıda bahsedilen belirtilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir” uyarısında bulundu.

Uzmanların görüşüne de başvurulmalı

Okul değişiminin keyfi yapılmaması gereken bir durum olduğunu kaydeden Barlas, “Eğer mevcut okulda çocuğun ciddi uyum sorunları var ise, çocuğa yönelik herhangi bir istismar söz konusu ise, eğitim kalitesi beklenen seviyenin altında ise, çocuğun becerilerini geliştirmesine olanak tanımayan bir okul ise okul değişikliği düşünülebilir. Ani alınmaması gereken bir karardır. Bu karardan önce ebeveynlerin, çocuğun, rehber öğretmenlerin bir araya gelerek ve eğer çocuğun profesyonel destek aldığı birisi var ise onun da görüşü alınarak okul değişikliğinin avantajları ve dezavantajları listelenmelidir. Elbette tüm kararların kendine göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, okul değişikliği yapıldığında avantajlarının daha fazla olmasıdır” dedi.

Okul değişikliği dönem ortasında yapılmamalıdır                                                             

“Hazırlık aşamasında çocuğun mutlaka bilgilendirilmesi, okul değişikliği isteğinin sebepleri yaşına uygun bir şekilde anlatılması gerekmektedir” diyen Duygu Barlas, “Okul değişikliği mümkün ise dönemin ortasında yapılmamalıdır. Dönem başlangıçlarının beklenmesi daha sağlıklı olacaktır. Hazırlık aşamasından, yeni okula geçtikten sonrasına kadar çocuğun duyguları, düşünceleri, arzu ve istekleri göz ardı edilmemeli ve çocuğa kendisini, duygularını ifade etmesi için bir alan yaratılmalıdır. Yeni okul ile beraber gelen zorluklar var ise, ilk olarak çocuğu yargılamadan onu dinlemeli, eğer zorluklar baş etmesini aşıyor ise profesyonel bir destek alınmalıdır” diye konuştu.