Öldürülen Av. Dilara Yıldız’ın ardından, Türkiye Barolar Birliği, Barolar ve Tübakkom tarafından ortak basın açıklaması düzenlendi.

81 ilde baroların eş zamanlı yaptığı açıklamayı Eskişehir’de Baro Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Eylem Karacasu okudu. Yapılan açıklamada; Av. Dilara Yıldız’ın kadın cinayeti sonucu öldürülmesinin derin üzüntüsü ve öfkesi içinde oldukları ifade edildi.

Av. Yıldız’ın kamuya açık bir yerde, polislerin olay yerine intikal etmesine rağmen eski nişanlısı tarafından silahla katledilmesinin; ülkemizde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ne kadar rahat işlenir hale geldiğini göstermesi açısından da dehşet verici olduğunu belirten Karacasu, “Kadınların yaşam hakkının korunmasının devletin görevi olduğunu vurgulayarak, bu sorumluluğun yerine getirilmesini istedik. Ancak iktidar kadına yönelik şiddetle samimi ve etkin bir mücadele yerine, tam tersi kadınların yaşam ve özgürlüklerinin güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekerek kadınları daha da korumasız bırakmıştır” şeklinde konuştu.

“İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı”

“Biz hukukçular, ısrarla kadınların yaşam hakkına yönelik sistematik hal alan kadın cinayetlerinin önlenmesi için yasaların eksiksiz uygulanmasını; önleyici, koruyucu tedbirlerin alınmasını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların bir an önce hayata geçirilmesini talep ettik” diye konuşan Av. Karacasu, iktidarı İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar imza vermeye davet etti.  Danıştay’a da çağrıda bulunan Eylem Karacasu şunları kaydetti: “Danıştay’ı yaşam hakkından yana bir tutum alarak, hukuka aykırı bir şekilde İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesine ilişkin işlemin iptali için açılan davaları kabul etme yönünde karar almaya çağırıyoruz.”

Takipçisi olunacak

Kadın kazanımlarının kaybına yol açacak her türlü söylem ve yasal düzenlemenin, kadınların yaşam haklarına saldırı oluşturduğunu ifade eden Karacasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 Sayılı yasanın etkin uygulanmaması, nafakanın tartışılmaya açılması kadının özgür bir birey olduğunu kabul etmeyen zihniyete cesaret verdiği ve bunun sonucunda kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin artmasına yol açtığı aşikardır. Bu nedenle bir kez daha Medeni Kanununa ve 6284 sayılı yasaya dokunulmamasının, yasaların etkin bir şekilde uygulanmasının ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların acilen oluşturulmasının önemini vurguluyoruz. Kadının İnsan Hakları için mücadele eden biz Barolar, Avukatlar ve TÜBAKKOM olarak bir kez daha kadınların yanında mücadelemizi sürdüreceğimizi vurguluyor, meslektaşımızı katleden zanlının en ağır cezayı alması için yasal sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz"