Mikro-makro ekonomik bilimsel temelli alanlarında özel ve genel teori, uygulamalarını daha anlaşılır seviyede anlatımı sunmak adına araştırmacı, yazar ve siyasetçi Ömer ÜZEN'in görüş penceresinden kısa ve net şekilde siz değerli okurlarımıza aktarma imkanına sahip oluyoruz.
Adına ne ekonomisi dersek diyelim; ister ev ekonomisi olsun, ister firma ekonomisi olsun, isterse de ülke ekonomisi olsun, en kapsamlı ve temel dayanağı üretkenlik potansiyelinin devreye sokulması ve hiçbir üretilen gerekçelere dayandırılmadan israf ekonomisine dayanağının olmaması ve bu olasılığın da tamamen ortadan kaldırılması ile mümkün olacaktır. Bu anahtar modellemelerden gidilirse ekonomik kalkınma hızlıca oluşur ve gelişir. Yaratılan bu etkisel dalgadan da istihdam sahaları yaratılır. Finansal kaynaklar da o denli kendiliğinden meydana gelme şans ve imkânına sahip olmuş olur. Bu minvallerde güçlü ve kararlı bir irade sergilenirse en azından temelsel düzeylerde sağlam bir basamak inşasının oluşacağının netliği çok açıktır.
Her şey de olduğu gibi ekonomi alanında da temelin inşa basamağı çok önem arz etmektedir. Dünyada Sanayi İnkılabıyla ortaya çıkan üretim araçlarına dayalı üretim ekonomisi hala da ilk günkü gibi önemini ve etkisini hissettirmektedir. Bu konu doğrultularında anlatmak istediğim, bahsi geçen Sanayi devriminin adresi İngiltere ve diğer batı, Avrupai ulus ve medeniyetlerinin bugünkü ekonomi damarlarına adeta can kaynağı olan bu üretim araçlarının üretimini gerçekleştirmeleridir. Neredeyse bu araçların yedek parçalarının bile ticari üretim ağlarını finansal bünyelerinde tutmalarının diğer insanlara yani gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelere verdikleri mesaj ise biz yoksak sizler de bu üretimden yoksun kalırsınızdır. Bu ise biz yoksak sizler de bu üretimden yoksun kalırsınız dan öte örtülü şantaj aracı değildir.
Sanayi devrimi konusuna da girmişken, işçi-patron diye adlandırılan sermaye sahibi olan ve olmayan şeklinde sınıfsal ayrımın miladı bu devrim kabul edilmektedir. Özelden genele doğru gidersek; siyasi, toplumsal ideolojiler olan sosyalizm ile kapitalizmin miladı ve doğuşu da aynı zamanda sayılmakta ve varlığı oluşmaktadır.
Yazımızın başındakilere giriş önermeleri diyerek, varsayarsak çıkarmamız gereken diğer ana önerme ise şartsız, koşulsuz çağa uygun adımlarla bilgiye dayalı ve hükümleri çevresinde üretkenliği(üretimi) sağlamaktır. Giriş ana önermemiz ise bu arada üretim, üretim, üretim… asla ve asla da israftan kaçınmaktır.