Serhan Ögel dudak uçuklatan fiyatlarla aldığı malzemelerle iç sularda avladığı dev balıkları onlara sarıldıktan sonra canlı çeşitliliğini korumak için suya geri bırakıyor

Eskişehir’de yaşayan ve dedesinden ve babasından miras kalan balıkçılık hobisini 25 senedir devam ettiren Serhan Ögel, birçok amatör balıkçının hayal bile edemeyeceği balıkları tutup, onları besleyip, sarılıp ve fotoğraf çekindikten sonra doğaya geri salıyor. Eskişehir Olta Balıkçıları ve Doğal Yaşamı Koruma Derneği (ESBALDER) üyesi olan tecrübeli balıkçı, dernekteki diğer üyelerinde bu doğrultuda av yaptığını belirtti. Ögel’in ve dernekteki arkadaşlarının geri saldığı balıkların genelinin ağırlığı 20 kilo ve piyasa değeri en az 600 lira civarı. Ögel ve arkadaşları bu kadar büyük balıkları geri salması, çevresindekileri şaşkına çevirirken doğal yaşamı ne denli önemsediklerinin göstergesi olduğunu belirtiyorlar.

“Ekipman çok önemli”

Serhat Ögel, bu denli büyük balık tutmanın püf noktalarından kısaca bahsederek, “Ekipman çok önemli bir kere ben ekipmanlarıma normal bir insanın anlamlandırmayacağı boyutta para harcadım. Ekipmandan sonra tecrübeler kazanarak, tecrübeli abilerimizden bilgi edinerek ve araştırarak belli bir amatörlüğü aştım. Bu çok zor bir olay değil doğru ekipman doğru avlanma şekilleri ile ve sabır işi. Dediğim gibi bunları herkes yapabilir” dedi.

“Vicdani sınırlar çerçevesinde avlanmaya davet ediyorum”

Yaptıkları avlar ve dernek hakkında da bilgi veren Serhat Ögel, tuttukları balıkları geri doğaya saldıklarını anlatırken avcılardan vicdani sınırı aşmamaları yönünde ricada bulunarak şunları söyledi;

“Sazan avı yalnız yapılan bir av ama biz ekip olarak avlanıyoruz. Eskişehir ve çevresinde ekip olarak 20 kilo, yine yayın balığını20 kiloya kadar avladık. Eskişehir’de büyük balık tutmak çok rastlanası bir durum değil, onun için tutuğumuz zaman çok seviniyoruz hatta balığa sarılıyoruz, fotoğraf çekiniyoruz. Ayrıca şahsi olarak Türkiye’nin çeşitli illerinde 110 santimetre kadar turna balığı avladım. Biz dernek olarak etçil değiliz, yani tutuğumuz balıkları yemeyiz, satmayız hatta bazı üyelerimiz balık yemeyi bile sevmez. Bu işe gönül verdik, bu etkinliği spor için, koruma içgüdüsüyle yapıyoruz. Avlanan balıkları geri salmayan balıkçıları da, en azından vicdani sınırlar çerçevesinde avlanmaya davet ediyorum. Çünkü bu balıklar Türkiye’nin her yerinde yok, korunaklı yerlerde yetişiyorlar. Bu da şu anlama geliyor; ne kadar korursak, o kadar büyük balık tutarız ana teması bu biz bu bağlamada hareket ediyoruz, bunlar bizim geleceğimize yatırım.”