Tam kapanmanın ardından otel rezervasyonlarında ciddi bir artışın olduğunu belirten seyahat acentesi işletmecisi Salih Er, kur artışlarından dolayı otel fiyatlarında herhangi bir düşüşün beklenmemesi gerektiğini ve mevcut fiyatların uygun olduğunu aktardı.

Korona virüs ile mücadele kapsamında 2020 yılının Mart ayından beri uygulanan kısıtlamalar, bütün dünyayı ekonomik olarak olumsuz yönde etkilerken, seyahat ve konaklamalara gelen yasaklar ile turizm, en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu. Kapanma ve normalleşme süreçlerindeki sürekli belirsizlik, erken rezervasyonlardan elde edilecek gelirleri önemli oranda düşürürken, Eskişehir’de seyahat acentesi işleten Salih Er, otellerdeki fiyatların kurdaki hareketlenmeler de dikkate alındığında gayet uygun olduğunu belirtti. Tam kapanmadan dolayı Ramazan Bayramı’nda bekledikleri rekor satışları yapamadıklarını aktaran Er, Kademeli Normalleşme ile birlikte evlerinde bunalan vatandaşların otellere akın edeceğini tahmin ettiğini söyledi.

Pandeminin başından beri turizm sektörü olarak büyük yara aldıklarını belirten Salih Er, tam kapanma sonrası rezervasyon hızının arttığını söyledi. Er, “Yaklaşık bir yıldır turizm sektörü çok büyük bir yara aldı. Açıkçası bu yara turizmde bir değil iki yıl olarak gözüküyor. İki tane erken rezervasyon, iki tane yaz sezonu rezervasyonu, iki tane bahar rezervasyon dönemi gitti. Turizm sektöründe bunu iki yıl olarak temel almamız gerekiyor. Şimdi önümüze bakmaya çalışıyoruz. Tam kapanmadan çıktık, rezervasyonlarımız bir hayli hızlandı. Bunu güzel karşılıyoruz. İyi olacağını umuyoruz, çünkü insanlar da sıkıldı, bunaldı” ifadelerini kullandı.

Tam kapasiteyle hizmet vermediklerinden dolayı otellerin şehir merkezlerine kıyasla daha az yoğunluk olduğunu dile getiren Er, geçtiğimiz sene de açıklandığı gibi virüsün deniz veya klorlu havuzdan bulaşmadığını hatırlattı. Otel rezervasyonlarının yanı sıra kültür turlarına da değinen seyahat acentesi işletmecisi Salih Er, “Güvenli turizm sertifikası olan tesislerde çok kaliteli ve sağlıklı, dezenfekte edilmiş iyi bir tatil yapacaklarını umuyorum. Zaten geçen yıl da bahsetmiştik, denizden ve klorlu havuzdan herhangi bir virüs bulaşması olmuyor. Şu an şehir merkezine baktığımızda daha fazla yoğunluk var. Oteller buna karşılık tam dolulukla çalışmadıkları için daha avantajlı gözüküyor. Kültür turlarında ise henüz tam kapasiteyle çalışmaya başlanmadı. Çünkü hala otobüsler, şehirlerarası turlar yüzde 50 kapasiteyle olduğu için tam anlamıyla verimli bir başlangıç yapamadık. Ama otel rezervasyonlarında verimli çalışmalar yapmaya başladık” dedi.

Tesislerin fiyatları hakkında konuşan Salih Er, vatandaşların fiyatlardaki düşme beklentisinin yersiz olduğundan ve kurdaki dalgalanmalar yüzünden otellerin iç pazara hali hazırda düşük fiyatla hizmet verdiğinden bahsetti. Er, konuyla ilgili olarak şu sözleri kullandı:

“Halkımız elbette bir an önce acaba fiyatlar düşer mi diye merak ediyor. Çünkü bu sezonun yoğun geçmeyeceğini ve otellerin fiyatlarını düşüreceklerini sanıyorlar. Böyle bir kanıya kapılmamak lazım. Şu anki fiyatlar çok uygun. Özellikle Euro’nun çok yükselmesi, tesislerde fiyat artışına sebep oluyor. Dış pazara verdikleri 100 Euro’luk bir odayı iç pazara 70-80 Euro’ya vermek zorunda kalıyorlar. O yüzden yaz sezonunda son dakika rezervasyon yaptırayım, son dakika istediğim otele gideyim demesinler.”

Aşılanmanın oranının iyi bir hızla başladığını, ancak sonralarda bu hızın giderek düştüğünü belirten Er, vatandaşların bir an önce dışarı çıkabilmek için gün saydığını vurguladı. Vatandaşların evlerinde geçirdikleri bu süre içerisinde oldukça bunaldığını ve Ramazan Bayramı’nda tam kapanma uygulanmasaydı turizm sektörü olarak rekor bir satış elde edebileceklerini aktaran Salih Er, “17 günlük kapanma değil geçtiğimiz 1 buçuk yıla baktığımızda, geçen mart ayından bu zamana kadar insanlar evlerinde izole bir şekilde oturarak virüsün bitmesini bekliyor. Aşılanma oranı ilk başta güzel başlayarak hızlı devam etti, daha sonra hızlı bir aşılama oranı yok. Avrupa ülkelerinde belki insanlar tüm kışı evlerinde geçirmeye alışmış olabilirler, ama Türk halkı özgürlüğünü sever ve kendini doğaya bırakmak ister. Böyle bir huyumuz olduğu için son 1 buçuk yılda inanılmaz bir bunalma oldu. Bunun üzerine 17 günlük bir tam kapanma. Eğer Ramazan Bayramı açık olsaydı acenteler ve oteller açısından rekor sayıda satış yakalanacaktı. Birçok talep geldi, birçok misafirimiz bayramda otellere gitmek istedi ve çözüm yolu aradılar. Tam kısıtlama sebebiyle maalesef gidemediler” diye konuştu.