Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Henüz biz salgının başındayız. Halk kurallara uyarsa yayılım 1 ayda kontrol altına alınır. Sadece yaşlılar değil herkesin evlerine girmesi gerekiyor. Bu durumda okulların erteleneceğini düşünüyorum” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Koronavirüs salgını ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Prof. Dr. Ceyhan, Koronavirüs ile mücadelenin sadece Türkiye’ye bakarak değerlendirilemeyeceğini ve Türkiye hakkında bir şey söylemek için diğer ülkelere bakmanın daha yararlı olacağının belirterek, “Bu işi bir kontrol eden ülkeler oldu Çin, Güney Kore, Japonya gibi. Birden bire vakalar arttı. Şuanda ciddi artışın devam ettiği ülkeler var ki sayı olarak İtalya fazla gözüküyor ancak artış potansiyeli olarak da ABD günlük artışların en çok olduğu ülke. Onu İran, İspanya ve Fransa takip ediyor. Bir de bizim gibi yeni başlayan ve vaka sayıların arttığı ülkeler var. Türkiye burada ortada bir yerdedir. Henüz biz salgının başındayız. Bütün dünyada bu böyle. Şu anda dünya nüfusunun sadece milyonda 40’ı bu virüste pozitif bulunuyor. Halbuki salgının bitebilmesi için etkili bir aşı bulunmazsa ve ya virüs bir mutasyona uğrayarak bulaşıcılık özelliğini kaybetmezse dünya nüfusunun yarıya yakınının enfekte olması lazım” şeklinde konuştu.
“ŞU ANDA BÜTÜN İŞ HALKIN ELİNDE”
Türkiye için salgının seyrinin tamamen halkın elinde olduğunu belirten Prof. Dr. Ceyhan, Şu ana kadar ilk günlerde artış biraz daha hızlıydı. Ne İran kadar çok vaka vardı. Ne de Avrupa ülkeleri kadardı. Başlangıçta salgını çok güzel kontrol ettik. Çünkü onların ilk gün artışları bizden yavaştı. Ama şimdi son 2 günün rakamları biraz daha düşük. Günlük değerlendirirsek hata ederiz. Bunun daha uzun süre gözlemlenmesi lazım. Tabi Türkiye için bundan sonra ne yapacağımıza bağlı. Durum İtalya, Fransa gibi çok kötüde gidebilir. Ama diğer taraftan Çin, Güney Kore gibi kontrolde edebiliriz. Şu an da bütün iş halkın elinde. Devlet tedbirlerini alıyor ama halk uygulamadıktan sonra hiç bir işe yaramaz. Benim de gözlemlediğim ilk günlere göre uyum biraz daha arttı. Eğer öyle olursa en fazla 1 ay içerisinde yavaşlamaya başladığını görürüz. Ama eğer uymazlar ise bu aylarca sürecek mücadele haline gelir” dedi.
“PARADAN VE YA EŞYADAN VİRÜS BULAŞTIĞI GÖRÜLMEDİ”
Koronavirüsün cansız maddelerden bulaştığına şahit olmadığını belirten Ceyhan, “Henüz paradan ve eşyalardan virüsün bulaştığı görülmemiştir. Ne ayakkabıdan ne besinden ne de etten virüsün bulaştığı görülmemiştir. Yiyerek virüsle hasta olmayız, nefes alarak hasta oluruz. Virüsün solunum sistemine gitmesi lazım. Birde elbise ayakkabı içinde virüs uçmuyor. Eve girdiğimiz zaman evin havası kirlenmiyor” dedi.
“BİR VİRÜS AŞISI YAPMAK KOLAY DEĞİL”
Bir aşı sanayisinin kurulmasının 10 yıl 15 yıl gerektirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ceyhan, “Bu biraz yapacağınız aşıya da bağlı Türkiye’nin aslında 1876 dan başlayan bir aşı hikayesi var. Ama bir süre sonra teknolojiye ayak uyduramamış. Bir virüs aşısı yapmak kolay değil. Genetik bir virüs yapacak bir alt yapımız yok. Ancak virüsü zararlaştırarak aşı yapabiliriz. Fakat bu da çok riskli bir iş. Çok az bir miktar da olsa canlılığını ortadan kaldıramadığımız virüs kalırsa insanlara hastalık bulaşır. Bu yüzden biyolojik kontrollerin yapılması lazım. Türkiye’nin bu sene içerisinde etkili bir ilaç yapacağının ve alt yapısının olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
VİRÜSTEN KORUNMAK ÇOK BASİT
Koronavirüs salgınından korunmanın 2 yolunun olduğunu ve bunları uygulamanın da çok basit olduğunu söyleyen Ceyhan, “Elimizi iyi temizleyeceğiz ve sosyal izolasyonu sağlayacağız. İnsanlarla aramıza en az 1 buçuk metre mesafe koymak gerekir. Bir de orada bir yanlış anlama var sanki 65 yaşındakiler eve kapanacak ama gençler gezecek. Öyle bir şey yok. Herkesin eve girmesi gerekiyor. Hastalığın yayılmasını durduracaksak ne genç sokağa çıkacak ne çocuk herkes eve girecek” dedi.
“SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI BASİT BİR ŞEY SANILIYOR”
Sokağa çıkma yasağı olmadan vatandaşların kurallara uymaları gerektiğini vurgulayan Ceyhan, İnsanlar sokağa çıkma yasağını çok basit bir şey sanıyor. Bunun bir sürü ekonomik ve sosyal yükü var. Ama şunu da bilmek gerekir. Biz evlerimize gönlümüzle girmezsek devlet bizi zorla eve kapatmak zorunda kalacak. Çünkü bu işi biz gönüllü yapmak zorundayız. Gönüllü yapmıyorsak devlet yapmak zorunda kalacak. Çok canımız yanacak. Şu anda açık olan her yer kapanacak. Sadece market ve eczaneler açık kalacak. Biz oraya giderken de belirli evraklar göstereceğiz” şeklinde konuştu.
ÇİN’DEN GELEN İLAÇLAR YOĞUN BAKIM HASTALARINDA KULLANILACAK
İlaçların şu ana kadar kesin ve etkin olduğunun belirlenemediğini hatırlatan Ceyhan, “Durumu bir hasta ile karşı karşıyasınız. Hasta ağır durumda ve yapabilecek hiç bir şey yok. Mecburen bazı ilaçları deniyorsunuz. Bu ilaçları öyle değerlendirmek lazım. Şu anda Çin de bunu yaptı. Bu ilaçları bir grup hastaya vereceğiz. Sonra geri dönüp bakacağız. Bu ilaç gerçekten iyileştirici mi diye. Eğer işe yarıyorsa devam edilecek. Yoksa daha etkin bir ilaca geçilecek. Ama ilaçların koruyucu özelliği olmadığını özellikle vurgulamak lazım. Çin’den gelenler yoğun bakımda bulunan ağır hastalara verilecek. Eski bir grip ilacı. ABD’de önceki gün bu ilaçları New York’da denemeye başladı” dedi.
“OKULLARIN ERTELENECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Prof. Dr. Ceyhan, bir salgının henüz ortasında olduğumuzun altını çizerek şahsi fikrinin okulların erteleneceği yönünde olduğunu söyledi. Ceyhan, “İnsanların evlerinde kalmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bu sırada okulların açılması bütün çabaları boşa çıkarabilir. O yüzden büyük bir ihtimalle okulların tatil edilmesi uzatılacak” şeklinde konuştu.