Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM), sürdürdüğü çalışmalarla internet kullanıcıları için daha güvenli ve sağlıklı bir kullanım deneyimi amaçlıyor.
Kamu yararının öne çıktığı bu faaliyetlerde birçok hassas başlık ele alınıyor. İnternetin yaygınlaşmasının getirdiği avantajlarla birlikte bazı alanlarda yanlış veya kötüye kullanımın da söz konusu olması, özellikle de çocuk yaştaki kullanıcıların güvenliği açısından önemli hale geldi. Küçük yaşlardaki çocukların ebeveyn kontrolü olmadan gerçekleştirdiği internet kullanımının bir sonucu olarak ortaya çıkan “kandırma yoluyla çevrimiçi çocuk istismarına” yönelik önemli açıklamalar yapan SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin, “Sosyal medyada kendilerini akran olarak tanıtarak çocukları kandıran yetişkinler var. Sanal ortamlarda önce güven kazanarak çocukları istismar ve tehdit ediyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Saldırganlar kendini çocuk olarak tanıtan yetişkinler”
Kandırma yoluyla çevrimiçi çocuk istismarı süreçleri hakkında bilgilendirmelerde bulunan SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin, “İnternet ortamında bir yetişkinin kendini çocuk olarak tanıtması, bu yolla sanal ortamda tanıştığı çocukların güvenini kazanarak sanal ya da gerçek ortamda istismar etmesi yani kandırma yoluyla çocuk istismarı gerçekleştirilmesi alanyazında ‘cyber grooming’ kavramıyla karşılanmaktadır. SODİGEM Özel Eğitim Uzmanı Dr. Gizem Yıldız öncülüğünde gerçekleştirdiğimiz akademik çalışma ise bu konunun ne denli ciddi boyutlara ulaştığını bize bir kez daha göstermiştir. Kandırma yoluyla çevrimiçi çocuk istismarı (cyber-grooming) kavramını sanal ya da siber istismar kavramlarından ayıran temel özellikleri saldırganın bir yetişkin olması, kendini çocuk olarak tanıtması ve çocukta güven oluşturarak dostluğunu kazanıp, onu kandırarak istismar aşamasına geçmesi şeklinde sıralamak mümkündür. Öyle ki bu istismar türünü en tehlikeli yapan şey, evde güvende olduğu düşünülen bir çocuğun her yerden kolaylıkla hedef alınabilmesidir. Bu durum, çoğunlukla çevrimiçi ortamda saldırgan ve mağdur arasında cinsel bağlamda yapılan konuşmalarla gerçekleşmektedir. Uygunsuz içerikli fotoğraflar veya videoların paylaşıldığı sohbetler, bu içeriklerin web kamerası aracılığıyla ve hatta canlı yayın ile paylaşılması bu istismara örnek olarak gösterilebilir. Çoğu durumda ise mağdurlar kendilerine şantaj yapan saldırganlar tarafından bir taciz döngüsüne hapsolmaktadırlar” diye konuştu.
“Mağdur çocuk, en kritik talepleri dahi iletişimin ikinci gününde kabul ediyor”
Yapılan araştırmaların bulgularını değerlendiren Doç. Dr. Şahin, “Araştırmanın belki de en endişe verici sonucu, istismarın başlamasıyla çocuktan en kritik taleplerin istenmesi arasında yalnızca üç gün bulunmasıdır. Üstelik mağdur çocuğun bu kritik talepleri kabul etmesi sadece iki gün sürmektedir. İstismarcıların bu kadar hızlı sonuca ulaşmalarındaki en temel faktör ise güven kazanmaları ve istismarı açık bir dille sürdürmemeleri olarak görülmektedir. Bu sebeplerle doğal dil işleme ve tespiti ile ilgilenen, açık olmayan cinsel dili tespit edecek önleyici yazılımlar geliştirilmelidir diyebiliriz. Biz SODİGEM olarak, sözünü ettiğim teknolojinin geliştirilmesi noktasında girişimlerimize başladık.” ifadelerini kullandı.
Olası bir istismarda çocuğa yönelik suçlayıcı dilden kaçınılmalı
Kandırma yoluyla çevrimiçi çocuk istismarına karşı ebeveynlere yönelik uyarı ve önerilerde bulunmayı da ihmal etmeyen Doç. Dr. Şahin şunları kaydetti: “Çocuklar akşam odalarına gittiğinde fiziksel olarak yalnız olmalarına karşın ellerinde telefon ve internet olduğu sürece aslında yalnız değildirler. Bu sebeple, aileler öncelikle çocuklarının sosyal medya hesaplarında tanımadığı yetişkinleri tespit etmeli ve incelemelidir. Cinsel istismarda her zaman açık bir dil kullanılmadığı, gizli ve örtülü diyaloglarla çocuğun nasıl kandırabileceği anlatılmalıdır. Sanal ortamda başına böyle bir şey geldiğinde suçun kendisinde olmayacağı, korkmaması ve mutlaka ailesine anlatması gerektiği ve güvende olacağı sık sık tekrarlanmalıdır. Evde internet kullanımı ve güvenlikle ilgili önlemler hakkında ebeveynler mutlaka çocuklarını bilgilendirmelidir. Bilişsel gelişimin erken aşamalarından itibaren çocuklara bilinçli internet kullanma ve çevrimiçi ortamda güvenlik eğitimleri verilmelidir. Siber kimlik uygulamalarıyla suçlunun kimliğini doğrulayacak sistemlerin geliştirilmesi de olayın ortaya çıkma ihtimalini hızlandıracağı için istismarın sürdürülmesini engelleyebilir.”