Yüz yüze eğitime geçilmesinin ardından okullarının olduğu şehre taşınmaya başlayan öğrenciler, ev arayışına başlarken, ev sahipleri sorumsuz öğrencilere ev vermek istemiyor.
Üniversitelerin yüz yüze eğitime geçme kararından sonra okudukları şehre taşınmaya başlayan öğrenciler, kalacakları evleri aramaya başladı. Bu dönemde diğer dönemlerden farklı olarak kira fiyatları bariz bir biçimde yükselirken, üniversiteye yakın bölgedeki evlerin az oluşu öğrencileri kalacak yer bulma konusunda sıkıntıya sokuyor. Öğrencilerin en çok sorun yaşadığı bir başka durum ise ev sahiplerinin öğrenciye ev kiralamaması. Genellikle öğrencilerin sorumsuzluğunu bahane eden ev sahipleri, onun yerine aile ya da çalışan kesime evlerini kiralamayı tercih ediyor.
Öğrenciye daire vermek istemeyen ev sahiplerinden biri olan Abdullah Boztepe, gerekçe olarak verdiği daireyi yıpranmış olarak almasını gösteriyor. 42 sene Almanya’da çalıştıktan sonra yurda dönenen Boztepe, çoğunluğu Anadolu Üniversitesi’ne yakın bir mahalle olan Güllük Mahallesi olmak üzere toplamda 63 tane daire sahibi. Satın aldığı dairelerin üniversiteye yakınlığı sebebiyle ilk başlarda öğrencilere ev kiraladığını ve bu durumdan muzdarip olduğunu ifade eden Boztepe, bir süre sonra öğrenciye ev kiralamamaya başladığını belirtti. Eşyalı verdiği ve genellikle 1+1 dairesinin sorumsuz öğrencilere kiracılar tarafından yıpratılan ev sahibi, bunun yanında öğrencilerin yüksek seste müzik gibi nedenlerden dolayı diğer apartman sakinlerine rahatsızlık verilmesi konularını geçmişte sıkça yaşadığını belirtti. Ev sahibi Abdullah Boztepe bu ve benzeri durumlardan dolayı öğrencilerden çok aile ve çalışan kimselere ev vermeye tercih ediyor.

“Öğrenciler sorumluluk alsa ev var”
Öğrencilere karşı oluşan tutumu hakkında konuşan Abdullah Boztepe, öğrencilerin sorumsuz olduğunu ve eşyalı verdiği daireleri yılsonunda oldukça yıpranmış bir şekilde aldığını belirtti. Ev sahibi Boztepe, öğrencilerin sorumluluklarını bildiği takdirde seve seve ev vereceğini belirtti. Tutumu hakkında konuşan Abdullah Boztepe, “Öğrenciler buraya düzgün bir şekilde okumaya gelse ben seve seve evimi vereceğim. Benim oğlumda okuyor, ben de çok ev aradım biliyorum o sıkıntıları. Ben evi örneğin iki kişiye veriyorum fakat evde birçok arkadaşıyla kalıyor ben bu yüzden evimi verirken çok düşünüyorum, ama ailesiyle gelenlere ev vermeye daha sıcak balkıyorum. Öğrencilerin yüzde 95’i evin duvarların yazı yazıyor, duvara resim çakıyorlar, bir kişi tutuyor evi 3-4 kişi kalıyor bu durumlar çok kötü. Hepsi böyle değil ama çoğunluğu böyle, öğrenci evi berbat ediyor. Mesela eski bir öğrenci kiracım, çatıda kitaplarını bırakmış hala orda duruyor. Buna benzer eşyalarını bırakıp gidiyor, al dediğimde de sonra alırım diyor. Öğrenciler biraz dikkat etseler hiçbir sorun olmayacak. Bazıları buraya gelip 4 yıllık okulu 8 senede bitirmiyorlar bunların ailelerine de yazık. Ben öğrencileri seve seve alırım. Gelecekler buraya etrafını rahatsız etmeden otursalar bir sorun olmaz. Gece saat 02.30’da bile sabaha kadar yüksek seste müzik dinliyor, bu öğrencilerin komşuları aile oluyor. Gece geç saatlerde kalkıp gittim, ‘Yapmayın böyle, yatın saat 02.30 yarın okulunuz var’ diyorum beni dinlemiyorlar. Öğrenciler sorumluluk alsa çok şükür evler var. Öğrencilerin yüzde 35-40 kedi köpek besliyor, ben bunu istemiyorum.

“En az 6 bin lira çöpe atıyorsun”
Etrafa verdikleri zararın yanında kira ödemelerinde de sıkıntı yaşandığını ifade eden Abdullah Boztepe, öğrencilerin günü gelmiş kira ödemesini bir dahaki ay ödemeyi teklif ettiklerini ifade etti. Yılsonunda öğrencinin verdiği zarardan dolayı harcadığı maliyetler hakkında da konuşan Abdullah Boztepe, en az 6 bin lira harcadığını ifade etti. Ev sahibi Abdullah Boztepe, “Kirayı ödemelerinde de sıkıtı yaşıyorum, aileleri parayı yollasa da parayı harcıyorlar ve ‘kirayı bir dahaki ay versem’ diyor. Kapının önüne bir sürü ayakkabı diziliyor, içerde çok fazla kalıyorlar bu da çok yanlış. Bahaneleri ise ders çalışmak için toplaştık oluyor. İçerde çok fazla gürültü oluyor. Ben evi o kadar temiz veriyorum ki bütün evler tertemiz. İki yıl önce bir öğrenci kiracım dolabın kapaklarını yağlı boyayla boyamış. ‘Neden boyadın’ diye sordum, ‘öyle istiyorum’ dedi onunla tartıştık bu konu yüzünden. Öğrenciler evi berbat ediyorlar, çalışanlarda yapıyor tabii ki ama en çok öğrenciler. Halılarımı yakıyorlar, sigara içerken külünü koltuğa atıyor çekyatımı yakıyor. Öğlenciler evimi temiz bırakmıyorlar. En az 6 bin lira masrafım oluyor. Yıpranmış eşyaları atıyorum çünkü yeni kiracıya temiz eşyalarla vermek istiyorum. En az 6 bin lira çöpe atıyorsun. Örneğin bir öğrenci parkelerimi yakmıştı mesela, o parkelerin değişimi en az 2 bin lira. Yani bu saydım hususlara öğrencileri dikkat etmesi gerekiyor. Tertemiz evi teslim edeceklerse ben de devamlı onları kiracı olarak alırım” diye konuşarak serzenişte bulundu.