KESK’e bağlı sendikalar başta su zammı olmak üzere yapılan tüm zamlara tepki gösterdi. KESK Şubeler Platformu suya yapılan zammın geri alınmasını isteyerek suyun bir insan hakkı olduğu vurgulandı.

KESK Şubeler Platformu adına konuşan Ozan Karaman, “TBMM’de görüşmeleri devam eden 2020 bütçesinde de emekçilerin payına yine yoksulluk ve işsizlik düşmektedir.

Çok kazananlardan, holdinglerden, şirketlerden, patronlardan vergi al(a)mayan iktidar yükü halkın sırtına yükleyerek daha fazla ezilmemize yol açıyor.

Artan işsizliğin, yoksulluğun insanlarımızı intihara sürüklediği, kapılarında ‘Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin’ yazan, yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenlerin çıkarıldığı 2019’un Türkiye’si milyonların yaşadığı çaresizlik rakama, veriye ihtiyaç bırakamamaktadır.

İktidarın suni gündem yaratma çabaları ve çizilen pembe tablolar emekçi sınıfların, yoksullaştırılan halkın yaşadığı gerçeği perdelemeye yetmemektedir”dedi.

“Milyonlarca işsiz iş, yoksulluğa sürüklenen emekçiler sınıflar insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir gelir dağılımı,  başta maaşlarından-ücretlerinden kesilen gelir vergisi olmak üzere omuzlarına bindirilen vergi yükünün azaltılarak vergide adaletin sağlanmasını, ülkenin kaynaklarının %1’lik mutlu azınlık için değil, %99’un genel yararı için kullanılmasını beklemekte iken Gelir Vergisinden tüketimde ödediğimiz KDV ve ÖTV’ye kadar her adımda bizden alınan vergilerin nereye, kime harcanacağına ilişkin emekçilere hiçbir söz hakkı tanınmamaktadır” diyen Kamanan şunları dile getirdi:

“Ancak emekçilerin, halkın bu taleplerine cevap vermesi gereken bütçe yıllardır olduğu gibi yine kapalı kapılar ardında görüşülmektedir. 25 gündür TBMM Plan ve Bütçe komisyonunda yapılan görüşmelere emek örgütlerinin, meslek örgütlerinin,  demokratik kitle örgütlerinin katılımı engellenmiştir.

Maaşlarımızdan kaynakta kesilen Gelir Vergisinden tüketimde ödediğimiz KDV ve ÖTV’ye kadar her adımda bizden alınan vergilerin nereye, kime harcanacağına ilişkin bize hiçbir söz hakkı tanınmaktadır. Kısacası halkın, emekçilerin bütçe hakkı bir kez daha yok sayılmaktadır.

Ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüşmüştür.

Bu yıl da halkımız ekonomik krizin,  tutturulamayan hedeflerin faturasının başta emekçi sınıflar olmak üzere dar gelirlilerin üzerine yıkıldığı bir bütçe ile karşı karşıya kalmaktadır.

Su kamusal hizmetti                                                                                                       

Memlekette hayatımıza zindana çeviren zamlar yetmezmiş gibi geçen hafta Eskişehir Büyükşehir Belediyesi dün itibari ile içme ve kullanma suyuna % 60’a varan çok yüksek bir oranda zam yaptı. Seçimlerin hemen ardından Kalabak Su’ya da %45 zam yapılmıştı. Bu zamlar, iktidarın son yıllarda her zamda yaptığı gibi maliyet artışı gerekçesiyle önümüze getirildi. 

Su bir insan hakkıdır, halka içme ve kullanma suyu temin etmek kamusal bir hizmettir. ‘Hiç kimsenin fiziki, ekonomik ya da başka özelliklerinden dolayı suya erişimi engellenemez.’ diyen bir siyasi anlayışın yönettiği Belediyede yapılan su zammı ekonomik araçlarla halkın su hakkının gasp edilmesidir. Yapılan su zammı geri çekilmeli, sağlıklı, temiz içme ve kullanma suyuna erişim bir hak olarak ele alınmalıdır.

KESK Eskişehir Şubeler Platformu olarak bütün kamu emekçilerini kamu hizmetlerinin  tasfiye edilmesine, güvencesizliğe, insafsız vergi düzenine ve yoksullaşmaya karşı demokratik ve adil bir ülke için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”