Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Türkiye’de özellikle son bir yıldır vatandaşların belini büken hatta nefes aldırmayan ağır ekonomik kriz şartlarında, siyasi kaygı ve baskı altında yapıldığı iddia edilen açıklamalarına vatandaşın güveninin kalmadığını ifade eden İduğ, “Biz bunu insanlarımızın siteminden, eğitim çalışanlarımızdan gelen tepkilerden anlıyoruz.  Ayrıca günlük hayatta her vatandaş gibi markette, bakkalda, kasapta, pazarda ödeme yaparken bunu bizzat yaşıyoruz.” dedi. TÜİK’in açıkladığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) rakamlarına göre yıllık enflasyonun yüzde 73,50 olarak gerçekleşmesinin gerçekçi olmadığını belirten İduğ, “Bir an bu istatistiğin gerçek olduğunu düşünsek dahi, Merkez Bankası tarafından 2021 Aralık ayında açıklanan 2022 yılı enflasyon hedefi olan %5’ten ne kadar sapma gösterildiği ve ne kadar öngörüsüz bir ekonomi yönetimi ile karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Kaldı ki yaşadığımız enflasyon bu değildir! Eğer bu ise motorin ve benzine yüzde 300’e yakın zammı kim yaptı? Eğer TÜİK doğru söylüyorsa geçtiğimiz yıl 1.25  TL olan ekmek bu sene 4 TL’ye nasıl satılıyor? TÜİK doğru söylüyorsa şekere yüzde 340, doğalgaza yüzde 300, elektriğe yüzde 250, et ve süt ürünlerine yüzde 200’e yakın zammı yapan kimdi?” diye sordu. 
İSTİFALARIN NEDENİ NE?
TÜİK’te son aylarda yaşanan başkan, başkan yardımcısı, fiyat istatistikleri daire başkanı, tüketici fiyatları grup başkanı değişikliklerinin ve istifaların sebebi soran İduğ, “Devletimizin yetkililerinden şunu talep ediyoruz: Enflasyon rakamları ile ilgili ortada bir bilgi kirliliği var. TÜİK’in açıkladığı yüzde 73,50 enflasyon ile İTO, ENAG ve diğer kurumların açıkladığı enflasyon rakamları arasında dağlar kadar fark olmasının sebebi nedir? Nedense memur ve emekliye enflasyon farkı ödeneceği zamanlarda hep aynı şeyleri görüyoruz. TÜİK, memur ve emeklinin gırtlağındaki son lokmadan elini çekmeli, gerçekleri hiçbir soru işareti bırakmadan şeffafça ortaya sermelidir!” şeklinde konuştu. 
ENFLASYON FARKI AY AY MAAŞLARA YANSITILMALI
Oğuz İduğ, “Biz Hürriyetçi Eğitim Sendikası olarak, açlık sınırının 6  bin 17 TL, yoksulluk sınırının 19 bin 602 TL açıklandığı bu ağır ekonomik buhran karşısında ekonominin daha ciddi yönetilmesi gerektiğini, TÜİK’in devlet ciddiyetine yaraşır davranmasını ve aylık enflasyon farkının ay ay maaşlara yansıtılmasını talep ediyor, her daim eğitim çalışanlarının yanında olacağımızın bilinmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.