Türk Devletleri Teşkilatı fikrinin altyapısında, 1992 yılından beri toplanan Türk Konseyi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Topal, “Turan meselesi çerçevesinde uzaktan uzağa kurulan kültürel beraberlikler, yerini maddi olarak da iş birliği safhasına bıraktı” dedi.
Anadolu Üniversitesine bağlı Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Yurt Dışı Türkler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Topal; 2021 Kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasından dolayı duyduğu heyecanı dile getirerek, yapılacak iş birliklerinin bağımsız Türk Cumhuriyetleri için hayırlı olması temennilerinde bulundu. Topal ayrıca, İsmail Gaspıralı’nın’ da sözlerini yâd ederek, “Dilde, fikirde ve işte birlik’ sözlerinin gerçekleşmeye başladığı günleri yaşıyoruz” dedi.

“1992’de temelleri atılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi, yerini Türk Devletleri Teşkilatı’na bıraktı”
Prof. Dr. Mehmet Topal, Türk Devletleri Teşkilatında, Türkiye’nin; başta kültür köprülerini kurmak suretiyle, ortak dil ve alfabe birliği, ortak tarih çalışmalarında öncülük yapması ve ekonomik işbirliği imkânlarını geliştirmesi olabileceğini ve bu coğrafyanın yaklaşık 300 milyonluk bir nüfus gücüne denk geldiğini belirtti. Topal, “Çeşitli konularda hemfikir olduktan sonra dünya kamuoyunda bir baskı grubu oluşturulabilir ve Türk Dünyası ile iş birliği diğer ülkeler bakımından da fevkalade önem arz eder. 30 yıllık gelişimin Türk Devletleri Teşkilatı adı altında yeni bir çatı örgüte kavuşturulması geleceğe ilişkin ümitlerimizi tazeledi. Bu örgüt, birtakım antlaşmalar ve bloklar oluşturarak bazı konularda ortak karar alabilmemizin zeminini inşa etti. Türkiye, bu teşkilatlanmaya çok değer veriyor ve iş sadece uzaktan uzağa kültürel beraberliklerden ziyade, maddi olarak da iş birliği safhasına geldi. Netice itibarıyla; Türk Dünyası içerisinde yaşayan soydaşlarımız, birbirlerinin imkânlarını daha kolay bir şekilde paylaşabilecektir” diye ifade etti.

“Turan ülküsünün, daha çok iş birliği çerçevesinde olması gerektiği düşüncesindeyim”
Türk Devletlerinin bir araya toplanması projesinin, Turancılık ülküsü çerçevesinde değerlendirilebileceğini ve bu teşkilatın yeknesak bir yapıdan ziyade Türklerin yaşadığı koca bir coğrafyayı ihtiva ettiğini vurgulayan Topal, “Bugün Türkiye ile beraber bağımsız 7 Türk Devlet’i vardır. Bunlar içerisinde Kıbrıs, henüz gönlümüzdeki tanınmışlık engelini aşamasa da yakında Türkiye’nin de çabalarıyla, dünya arenasındaki yerini alacaktır. Mesela şu an Rusya’nın özerk bölgelerinde, nüfusu 30 milyon civarında Müslüman Türk yaşadığı biliniyor. Yine aynı şekilde azınlık statüsündeki Balkanlar’da da pek çok soydaşımız vardır. Türk Dünyası’nın birleştirilmesi projesinin arka planında Turancılık ideolojisi vardır, fakat bu ideoloji farklı şekillerde izah edilmektedir. Örneğin bu fikri; Türk Dünyası’nın sınırlarının tamamen birleştirilmesi olarak düşünenler olduğu gibi bunun hayal olduğunu düşünenler de var. Ben, Turan ülküsünün daha çok iş birliği çerçevesinde olması gerektiği düşüncesindeyim” diyerek sözlerine açıklık getirdi.