9. Bölge Eskişehir Bilecik Eczacılar Odası seçimli olağan genel kurul toplantısı oda konferans salonunda gerçekleştirildi. Toplantıya Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak ve çok sayıda eczacı katıldı. Açılış konuşmasını yapan 9. Bölge Eskişehir Bilecik Eczacılar Odası Başkanı Yücel Yenilmez sorunlardan bahsetti. Yenilmez, "Son dönemde eczanelerimize, mesleğimize ve meslek örgütümüze yönelik müdahaleler ve müdahale hazırlıkları görünür ve dillendirilir hale geldi.

Sosyal Güvenlik Kurumu 30.07.2019 tarihinde Kamu Hastanelerine yazdığı yazıda hastanelerin kan ürünü ihtiyaçlarının ivedilikle bildirilmesini talep ediyor.

Türk Eczacıları Birliği’nin açıklamasından öğreniyoruz ki “Sağlık Bakanlığı-Kızılay- SGK” arasında imzalanan bir protokol ile kan ürünü pazarındaki ilaçların millileşmesi hedefleniyor.

Yapılan bir ihale ile iktidara yakın bir ilaç firmasına ilaçları Türkiye’de Kızılay’la iş birliği içinde üretmesi koşuluyla ihale veriliyor. Geçen zaman içinde ilaçların Türkiye’de üretilmesine yönelik hiçbir girişimde bulunulmadığı halde işlemler devam ediyor.

Kan Ürünlerinde yerlileşme taahhüdünde bulunan ilaç firması Almanya’dan bulduğu ortak ile Almanya’dan getireceği ilaçları hastaneler aracılığıyla SGK’ya satmaya hazırlanıyor. Aralarındaki sözleşme ticari sır sayıldığı için ne yazık ki sözleşmeye ulaşamıyoruz. Anladığımız kadarıyla tıpkı otoyollarda, köprülerde, havaalanlarında ve Şehir Hastanelerinde uygulanan garanti para ödeme sistemi iktidara yakın bu ilaç firmasına da uygulanacak ilaç alım garantili sözde yerlileşme projesi ilaç yabancı, ortak yabancı ama proje yerli.

Yapılan bu işlem ile ilaç pazarının yaklaşık % 4’ü eczanelerden alınarak, yandaş ilaç firmasına verilmektedir.

Mesleki geçmişimiz, örgütlü duruşumuzla mesleğimize ve eczanelerimize yapılmaya çalışılan saldırılara karşı verdiğimiz şanlı mücadelelerle doludur. Eczanelerimize yönelik bu girişim için de tavrımızı sergilemekten geri durmayacağımız herkes tarafından bilinmelidir.

Mesleğimize ve meslek örgütümüze karşı bir hamle de çok uluslu bir ilaç firması ve onun şikayetiyle rekabet kurumundan geldi.

Yıllardır  ilaç olarak sunulan bir krem firmanın yaptığı ruhsat değişikliği sayesinde eczane dışına çıkartıldı. Eczacılara yapılan açıklama da da ürünlerinin ilaç olmadığı bilgisi verildi. Ya yıllarca ilaç diye halkı kandırdılar ya da ürünlerini eczane dışına çıkarıp kontrolsüz kullanımını sağlayıp daha çok ciro yapmak için şimdi yalan söylüyorlar. 

Bizler sağlık profesyoneli olan eczacılar biliyoruz ki yıllardır özellikle bebeklerde kullanılan bu ürün bir ilaçtır. Türk Eczacıları Birliği de bu düşünceyle ürünün eşdeğerini üreterek, ilacın eczanelerden temin edilmesi için bir girişimde bulundu. Hemen ardından da rekabet kurumuna şikayet edildi.

Ne hastalarımıza ne de örgütlülüğümüze yapılmaya çalışılan müdahale karşılıksız kalmayacaktır. Meslektaşlarımız kendini tekel gören, sağlıktan çok piyasayı önceleyen bu firmaya gereken tavrı göstereceklerdir.

15 yıl öncesine kadar  7 olan Eczacılık Fakültesi sayısı 50’ye dayanmış durumda. 7 Eczacılık Fakültesinde yetişmiş Akademik kadro ile 50 Eczacılık Fakültesinde eğitim verilmeye çalışılıyor. Yeni açılan fakültelerde eczacı öğretim üyesi yok denecek kadar az. eczacılık özel bir eğitim gerektiren sağlık mesleğidir. Ne yazık ki fakültelerde bu özel eğitimi sağlayacak fiziki koşullar bulunmamaktadır.

Önceleri üniversite sınavlarında 10.000-15.000 başarı sıralamasına girenler eczacı olurken bu sene bu sıralama 110.000’lere kadar gerilemiştir.

Daha düşük başarı sıralamasıyla fakültelere giren gençler eczacı akademisyen görmeden, belki doğru dürüst laboratuar ortamı bile görmeden mezun olacaklardır.

İlk iş olarak acilen Eczacılık Fakülteleri için taban puan uygulamasına geçilmelidir.

Her yıl en az 3.000 Eczacılık Fakültesi öğrencisinin mezun olacağı bilinmektedir. Sağlık Bakanlığının 2023 stratejik planında, 2023 yılına kadar 3000 eczacı ihtiyacı olacağı yazmaktadır. Şimdiden bu ihtiyaç tamamlanmıştır ve fazlaya geçmiştir.   

Gelecekte nitelikli eğitim alamamış işsiz eczacı ordusu mesleğimizi bekleyen en büyük tehlikedir.

Bir çok Avrupa Ülkesinde örneği olduğu gibi ihtiyaç fazlası olan eczacılık fakülteleri acilen kapatılmalıdır. Meslek örgütü yöneticilerimiz her ortamda en yüksek perdeden yeni açılan eczacılık fakülteleri ile mücadele etmeli ve bu soruna dur demelidir.

Yeni mezunlarımız geldikçe yardımcı eczacılık konusu meslektaşlarımızın gündemine girmeye başladı.

Mezun meslektaşlarımızın eczane açabilmeleri için bir yıl bir eczanede çalışmaları gerekiyor.

Eskişehir Eczacı Odası zaman zaman yapılan yardımcı eczacılığın kaldırılması girişimlerinin hep karşısında oldu. Bizler eczanelerde eczacı çalışmasının eczanelerimizin niteliğinin daha da artması için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yeni mezun meslektaşlarımıza sahip çıkmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.

Ama bu kadar çok mezun olan bir yerde sadece eczanelere bu yükün yıkılması da elbette kabul edilemez.

Bizler eczanelerimizde üstümüze düşeni yapacağız. Devlet’ten de, özel sektörden de meslektaşlarımızın istihdamı için gerekli talepler de bulunacağız.

İnanıyorum ki birkaç yıl içinde eczanelerde eczacıların çalışıyor olmasının ne kadar önemli ve değerli olduğu herkesçe anlaşılacaktır.

Başarılı bir kongre geçirmemiz dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum."

Daha sonra söz alan Erdoğan Çolak, "İktisadi, siyasi, toplumsal düzlemde Türkiye tarihinin en zor dönemini yaşıyor.

Rüşvet, talan, orman yangını, kadın cinayetleri, çocuk istismarında kaotik ortam içindeyiz. Bu süreçten eczacılar da etkileniyor. Çözümü ortaya koyamayan, sorun üretmekte olan bir süreci yaşıyoruz"dedi.