Başbakanımızın Kadına Şiddeti anlatıp kınarken, diğer tarafta 8 Mart etkinlikleri kapsamında dikkat çekmeye çalışan kadınlara uygulanan şiddet düşündürücü idi.
Türkiye'de 8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü 

Bu yıl diğer yıllardan farklı idi. Ülkemin başbakanı kadınlara şiddet uygulayanların acizliğinden bahsedip konuşurken amaçları sadece biraz daha kamuoyu yaratıp görsel medyada yer almak için farklı eylemler düzenleyen kadınlara o sıralarda yapılan şiddet başbakanımıza rağmen düşündürücü idi.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başladı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

Bir türlü Emekçi Kadınlar günü olduğunu kabullenemeyen bir kısım kadınlar yıllarca bu günü eğlenceye çevirip, göbek dansları ile kutladılar kutlattılar. Bu günün anlamının kutlanacak bir durum değil tam tersine anılması gereken gün ve haklar adına verilen mücadelenin sahiplenip birleşip haklarını alma günü olarak değerlendirip, buna göre strateji uygulayıp hakları olan yüzde elliye sahip olmak ve hemcinslerinin sadece görsel şiddetini konuşup kendi gördükleri şiddeti gizleyerek olmayacağını anlatarak bu günlere gelindi.

Eskişehir’de 1994 Yılında İlk emekçi kadın hareketini başlattığımızda ve 8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü etkinliklerini düzenlemek istediğimizde yaklaşık 1 ay emniyete gidip gelip izin almaya uğraştığımız ve her fırsatta ellerine verdiğimiz metinleri “şu olmasın çıkarın bu olmaz” diye defalarca geri çevrildik. Kadına şiddeti konu alan tek kişilik kadın oyunu ve Nazım Hikmet’in bir şiiri için başımıza gelmeyen kalmamıştı.Bu kadın oyunu sessiz bir oyundu izleyiciler ve sahnenin hemen yanında polis masası. polislere rica etmiştik “telsiz seslerini biraz kısarmısınız” diye tabi kısmadılar. 9 Mart günü sabah evin telefonu çaldığında emniyetten arıyorlar “tekrar gelin” diye gittim aynı metinleri tekrar verdim şimdi şöyle bir geçmişe bakınca bu günlere şükretmek geçti içimden derken polislerin o kadınlara karşı yaptığı davranış gözümün önüne geldi. Ne söylenebilir ki artık. Bu günler o günlerden çok daha iyi ama bunları görmesek daha da iyi olacak umutlanacağız. Şiddet sadece aile içinde olmuyor. Kadına yapılan bu baskı ve daraltılmış alanlar için çok daha çaba gerekiyor. Yüzde elli yerimizi de alsak kadınlık bilinci ve mücadelesi olan  temsilciler olursa başarılı olur . Yoksa onun kızı bunun karısı olarak bir yerlere gelenlerin bu başarıyı göstereceğine inanmıyorum.

 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun!