Van Gölü’nde yaşayan ve yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine adeta uçarak göç eden inci kefalinin zorlu yolculuğu görsel şölen sunuyor.

Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan inci kefalinin üremek için tercih ettiği nehirlere zorlu göç yolculuğunda engelleri zıplayarak aşmasıyla ortaya çıkan görsel şöleni devam ediyor. Suyun akışının tersine doğru yüzdüğü ve önüne çıkan engeli uçarak aştığı için ’uçan balık’ olarak da adlandırılan inci kefali, üremek için başlattığı yolculuğunu Van Gölü’ne akan tüm tatlı sularda gerçekleştiriyor. Yumurta bırakmak için tatlı suya çıkan inci kefali balığının avlanması 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında yasak olurken, balık göçünü fırsat bilen martılar ise yoğun bir şekilde Deli Çay’a göç eden balıkları avlıyor.

Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, inci kefalinin dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde yaşamını sürdürdüğünü ifade etti. Endemik bir tür olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “İnci kefali yaşamını sürdürdüğü Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularına karşın üreme dönemi olan nisan ve temmuz aylarında üremek için sürüler halinde Van Gölü’ne dökülen akarsulara doğru göç ediyor. Şu anda gölde yaklaşık 50 bin ton civarı bir stok var. Yani ülkemizin en büyük iç balık stoku Van Gölü’ndeki inci kefallerinden oluşuyor. Balıklar, yaz aylarında üremek için Van Gölü’ne dökülen akarsulara sürüler halinde göç ediyorlar ve temmuz sonu gibi tekrardan gerisingeri Van Gölü’ne dönüyorlar. Bu dönemde inci kefalleri kaçak avcıların hedefi olmaması için bütün devlet kurumları ve sivil toplum örgütleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi el birliği ile örnek bir balıkçılık yönetimi yürütüyor. İnci kefali Van Gölü’nde 800 bin yıldır yaşıyor ve 800 bin yıl bu kutsal göçü gerçekleştiriyor. Fakat, tarihinden beri inci kefali hiç bu kadar korunmaya muhtaç hale gelmedi. Çünkü insanoğlu artık etrafındaki her şeyi para olarak değerlendiriyor. Bugün dünyada her 13 dakikada bir bir canlı türü yok oluyor. İşte inci kefalinin de yok olan bu türler arasına katılmaması için sıkı bir korumaya tabi tutulmak zorunda. İnci kefali bölgedeki 15 bin insanın geçim kaynağını oluşturuyor. Yani onu sadece bir canlı türünün neslinin devam etmesi, aynı zamanda 15 bin insanın ekmeği demek, aşı demek, işi demek. Eğer inci kefallerini koruyabilirsek burada üremesini gerçekleştiren balıklar, evdeki kaynayan tencere, çocukların cebindeki harçlık olarak bize geri dönmeye devam edecekler” dedi.

Akkuş, "Dünyadaki akarsulardaki balıkların hemen hemen büyük kısmı belirli mesafelerde ve belirli dönemlerde göç ederler. Fakat biz bu göçü su altında olduğu için birçoğunu göremeyiz. Göç dediğimiz zaman aklımıza hemen Norveç’te Alaska’daki somon balıkları ve Van Gölü’ndeki inci kefalleri geliyor. Çünkü burada çıplak gözle göçü rahatlıkla izlemeniz mümkün” diye konuştu.

(Şükrü Akyüz - Murat Kalkan /İHA)