Selahattin Murathan Yıldırım - Burak Tekin - Kadir Arslan
ESKİŞEHİR (İHA) - Eskişehir’de sivil toplum örgütleri ve iş dünyasının temsilcileri ile bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, Eskişehir’in 15 Temmuz’da ayrı bir yerinin olduğunu belirterek, “15 Temmuz’da halkın gücü tankın gücünü yenmiştir” dedi.
Eskişehir’de bir otelde sivil toplum örgütleri ve iş dünyasının temsilcileri ile bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına başlarken kendisi için Eskişehir’in ikinci evi olduğunu söyledi. Konuşmasına 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi ile devam eden Başbakan Yıldırım, “Maalesef alçak, hain, asker kılığına girmiş FETÖ terör mensupları Türkiye’yi karanlığa boğmak istedi. Darbe yapmak istedi. Ama onların hesap edemediği bir şey vardı. Bu ülke için canını seve seve verecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardı. Demokrasiye, istikbale ve geleceğe inanmış kararlı hükümeti vardı. Bunların da ötesinde tanka karşı göğsünü siper eden yüce Türk milletinin kahraman evlatları vardı. Bu sayede bu belayı def etmeyi başardık. O gece için Eskişehir’in özel bir anlamı var. O uzun geceyi en yakından yaşayan birisi olarak bazı şeyleri sizlerle paylaşmak isterim. İstanbul’da darbe kalkışmasını haber aldığımdan itibaren İstanbul, Ankara ile gerekli koordinasyonu yaptıktan sonra karayolu ile Ankara’ya gitmeye karar verdim. Yol boyunca darbecilerin üst olarak kullandığı Akıncılar’dan uçakların kalkmasını ve insanların üzerine bomba yağdırmasını önlemek için hava kuvvetlerimizin kalbi olan Eskişehir ile sürekli temas halindeydim. Bilmediğimiz bir şey vardı. Orası da FETÖ’cülerin eline geçmişti. Ama şunu gördüm, o darbeciler ne kadar alçaklık yaparsa yapsın ülkesini seven kahraman askerlimiz de, polislerimiz ve savcılarımız da vardı. Uzun mücadelelerden sonra gece saat 04.30 civarında Erzurum’dan kalkan F-16’lar alçakça bomba yağdıran o düşman uçakları demeye dilim varmıyor. O hainlerin kullandıkları uçakları baskılayarak darbenin kaderini değiştirdiler. Onu başaran şehir Eskişehir’dir. Eskişehir’in 15 Temmuz darbesinde çok özel bir yeri vardır. Akıncı üstü pistleri bombalanmış, akabinde darbeciler teslim olmuşlardı. O gün yapılmaya çalışılan şey bağlı ekonomiden, bağımsız ve üretime dayalı ekonomiye geçen Türkiye’ye, iş dünyasına ve onun siz değerli mensuplarına karşı yapılmıştır. O gün diğer illerimizde olduğu gibi Eskişehir de üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Cumhurbaşkanımız ‘inin meydanlara’ dedi. İndiniz meydanlara darbecileri dünyayı dar ettiniz. O gece halkın gücü tankın gücünü yenmiştir” diye konuştu.
“Türkiye’den 3 saat uçarak 56 ülkeye gidersiniz”
Türkiye’nin dünyanın merkezi durumunda olduğunu ifade eden Yıldırım, konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:
“Türkiye Asya ile Avrupa’nın bir araya geldiği, hem Balkanlar coğrafyası, hem Kafkaslar coğrafyası hem de kuzeyden bütün etnik değişik grupların kardeşlerin buluştuğu yer burası. Değerli hocam Prof. Dr. Nabi Avcı’nın bakanlığı döneminde o yüzden burası Türki Dünyası Kültür Başkenti yapıldı. Birçok etkinlikler yapıldı. Öyle bir yerde yaşıyoruz ki dünyanın merkezindeyiz. Avusturalya’ya parmağınızı koyun, 5 saat gidin sağa sola bir yere varamazsınız. Ama Türkiye’ye, Eskişehir’e parmağınızı koyun 3 saat uçarak 56 ülkeye varırsınız. Türkiye bunu hak ediyor. Sadece 56 ülkeye ulaşmıyor. Bir buçuk milyar insanın 30 trilyon dolar yıllık gayri safi milli hasılanın döndüğü bir coğrafyadan bahsediyoruz. Bazılarının petrolü, doğalgazı var. Bunlar mutlak üstünlük. Bizimde mukayesede üstünlüğümüz var. O da bulunduğumuz coğrafyadır. Yetişmiş, dinamik insanımızdır. Genç nüfusumuzdur. O kaynaklar gelir geçer. Ama yetişmiş insanınız, genç ve dinamik bir nüfusunuz varsa, sizin kaderiniz olan coğrafyanız varsa, bu coğrafya asırla boyu medeniyetlerin buluştuğu bir yer ise hem geçmişte hem gelecekte ticaretin, taşımacılığın güzergahı üzerinde bulunuyorsa o zaman bizim konumumuz gazı ve petrolü olanlardan daha iyidir. Bu bağlamda ülkemizin ne anlama geldiğini biliyoruz. Buna göre de orta ve uzun vadeli planlarımızı projelerimizi yapıyoruz. Hedef doğru ekonomi politikalarıyla akılcı yatırımlarla gelecek kuşakların hayatlarını garanti altına almaktır.”