Eskişehirli doktorlar mecliste görüşülecek olan sağlık yasa tasarısında reddedilmesi için Sağlık Müdürlüğü eski binası önüne bir eylem yaptı. Eylemde konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Bülent Nazım Yılmaz, “Bu gün meclise görüşülen kanun ve kanun hükmüne kararnameler de değişiklikleri içeren yasa tasarısı ile ilgili olarak burada tepkimizi ifade etmek için bulunuyoruz. Aslında kamuoyunun da çok yakından izlediği gibi yaklaşık 2 Ekim tarihinden bu yana gerek sağlıkta şiddete yönelik, bu yasa tasarısı çıktıktan sonra da iş güvencemize, yaşam güvencemize yönelik eylem ve etkinlikler de bulunuyoruz ve siyasal iktidarı ne kadar tehlikeli bir noktaya gittiği konusunda uyarmaya çalışıyoruz. Gerçekten Türkiye 2018 yılında Nazi Almanyasın da Yahudilere uygulanan bir yasayla meclis gündemi tartışır buldu kendini. Evet Nazi Almanyasında Yahudiler kamu çalışanı olamamaya başlamışlardı hitler rejimi ile birlikte. Bu günde ne yazık ki üzülerek söylemek istiyorum hekimler sadece görüşlerinden ötürü herhangi mahkeme veya yasal bir süreç ve sonuç alınmamasına rağmen, bir mahkeme kararı olmamasına rağmen kamu hizmetinden mahrum edildikleri gibi sosyal güvenlik kurumuyla anlaşmalı herhangi sağlık merkezinden ya da hastanesinde de çalışma olanağını yitiriyorlardı. Yaptığımız müzakereler ve mücadeleler sonucu buradan mecliste ki CHP’li HDP’li ve İYİ partili millet vekillerine selam yolluyoruz. Gerçekten bu utanç yasasına imza vermedikleri gibi karşıda durdular. Kısmı değişiklerle beraber bu gün aslında çok daha dramatik bir hale gelmiştir. Güvenlik soruşturmasından geçemediği iddia edilen arkadaşlarımızın para karşılında mecburu hizmetten muaf tutulacakları belirtilmiştir bu gün bu yasa mecliste oylanmaktadır. Biz buradan bir kere daha uyarıyoruz. Bakın bu çok tehlikelidir bu aklın ve vicdanın kabul etmeyeceği bir şey. Hani kölelik dönemlerinde esirlerin özgürlüklerine ulaşmaları için para vermek zorunda kaldıkları bir dönemi çağrıştırmaktadır. Bu Türkiye’yi orta çağ karanlığına değil, kölelik dönemine iten bir yasal düzenlemedir. O nedenle burada hekimler ve sağlık hizmeti alan ve onun bir parçası olan verem savaş derneğinden gelen ve kitle örgütlerinden bizi desteleyen arkadaşlarımızla birlikte bir kere daha bu tarihi uyarıyı yapıyoruz. Evet, iktidar geri adım atmıştır. Bu yasal düzenlemede başlandığı noktada değildir iş ama bu çıkarttığı yeniden gündemimize para ve cezalandırma ilişkisiyle gelen bu sürece son vermelidir. Bu talebimizle bir kere daha buradan Eskişehir halkını da aslından biliyoruz ki hekimlere sahip çıkıyorlar. Eskişehir halkı hekimlerin bütün çalışma koşullarına sahip çıkıyor bu kısa sürede bu eylemi yapmak zorunda kalmamıza rağmen görüyoruz ki hekim arkadaşlarımız ve Eskişehir hemşerilerimiz bizlerle birliktedir. Ben buradan bir kere daha kendilerine ve kamuoyuna teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

BEBEĞİ İLE KATILDI

Eyleme bir aylık bebeği ile katılan Burcu Dönebakır, “6 yıllık mezunum bir aylık bebeğimle şuanda bu eyleme geldim. Çünkü mevzu sadece güvenlik soruşturması değil. Gerçekten suçumuz varsa burada hepimiz bu konuda hemfikir olduğumuza eminiz. Hekimlik yapmaya uygun değilsek yapmamamız gerektiğine hepimiz inanırız. Bir başkası içinde kendimiz içinde. Ancak burada mevzu güvenlik soruşturması değil insanların hangi meslek olursa olsun korkuyla yönetilebilir ayarlanabilir, ayar verilebilir hale getirilmeye çalışılması. Elektronik cihaz değiliz. Ayarlarını şu şu ayarlarında ayarlandığından hasta bakabilir modda değiliz. Hasta hekim ilişkisi tamamen güven sevgi saygı işle oluşabilecek bir ilişki ve bu şekilde sadece hekimlere değil hastalara da zarar veriliyor. Hekimlerin hastalara karşı iyi niyetlerine, iyi niyetle özveri ile ahlakla sevgiyle hasta bakılmasına engel olunuyor. İşin sonunda bütün hekimler bunun bir ticaret olduğuna tüccarlık olduğuna inandırılmaya çalışılıyor. Daha doğrusu kalpleri kırılarak inandırılır hale geliyor. Bunun sonucunda hekimlerin hastalara bakış açıcı maalesef hiç istemediğimiz bir hal alıyor” dedi.

BÜYÜK HAKSIZLIK

Dönbakır konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şuanda doktorluk yapmıyorum bir bebek sahibiyim, ben ya da bir başkası için beni etkileyen bir yasa değil ama hiç fark etmiyor bu işin sonucu sağlıkta dönüşüm diye başlayan sürecin en başından beri hepimizin etkilendiğinin çok farkındayız. Bence hastalarda bunu farkında, bu o sürecin bir devamı. İşin derinleşmesi daha derin bir korku yaratabilmek, daha çok canımızın istediği şekilde hareket edelim, istediğimiz kişiler bu mesleği yapsın istemediklerimiz yapmasın. Ama bu iş böyle bir iş değil böyle bir meslek değil ve her şeyden önce bu bir haksızlık. Güvenlik soruşturması hangi meslek için olursa olsun bu haksızlık. Şuan mesleğini yapamayan arkadaşlarımız var onlar için buradayız. Gelecekteki kişiler için buradayız yarın öbür gün bu bana da olacabilecek bir şey. O gün geldiğinde sesimi çıkartmamıştım ya da hiçbir şey yapmamıştım demek istemedim o yüzden çocuğumla geldim. Bu günde karşıyım yarın öbür gün başıma gelse de karşıyım gelmese de karşıyım çünkü yanlış olduğunu düşünüyorum. Suç ceza bulmalı ama suçu olmayan bir insanın güvenlik soruşturması adı altında mesleğinden men edilmesi çok büyük haksızlık olarak düşünüyorum”