Ulus Anıtı önüne gelen yüzlerce çalışan hakları olan ücreti talep etti. Burada bir açıklama yapan Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak şunları söyledi; "Bildiğiniz üzere Türkiye’de içlerinde üyelerimizin de yer aldığı yaklaşık 700 bin işçi adına Türk İş ve Hak İş Hükümetle olan görüşmelerini sürdürmektedir. Aileleri ile birlikte 2,5 milyonun gözü kulağı bu görüşmelerdedir. Çünkü ülke genelinde yayılan geçim sıkıntısı ağır bir biçimde kamuda çalışan işçiler üzerinden hayatını idame eden ailelerde yaşanmaya başlamıştır. Artan enflasyona bağlı olarak ülkemizde yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ve maaşlarımızda yaşanan erime ortadadır. Alım gücümüz her geçen gün azalmaya devam etmektedir. Son 10 yıldır enflasyon karşısında eriyen maaşlarımız yoksulluk sınırının altında kalmaya başlamıştır. Kredi kartı borcumuzu ödemekte, çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta, kiramızı ödemekte zorlanırken, gelirimiz giderimizden az iken ve artık geçinmek için ek iş arama düşüncesine girmişken tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken, bu yıl kamu işçileri olarak büyük umutlarla beklediğimiz 2023 yılı görüşmeleri şu ana kadar bizler için büyük hayal kırıklığı noktasına gelmiştir.

 Türk İş Başkanı Sayın Ergün Atalay’ın görüşmelerin 20 Ocakta başladığını ilan etmesinden bugüne kadar Türk İş ve Hak İş’in Hükümete teklifi açıklanmış; ilk altı ay için Yüzde 15 refah payı + yüzde 45 zam istenmiştir. Bu teklif büyük mağduriyet yaşayan bizler tarafından doğal olarak yetersiz bulunmuştur. Bu yetersiz rakamlara rağmen Türk İş’in 13 Nisanda kamuoyuna duyurması ile ortaya çıkmıştır ki Hükümet beklentilerin çok uzağında bir teklif ile masaya gelmiş adeta kamu işçisini yok saymıştır. İşçiler açısından hiçbir sorunumuzu çözmeyecek olan bu teklifi kabul etmemiz mümkün değildir. Bu teklifi yapanların ya ülke gerçeklerinden habersizler ya da işçi sınıfının sabrını zorlamak istemektedirler.

Yıllardır süren olumsuz ekonomik tablo nedeniyle maaşlarımızın açlık sınırı ile arasındaki makasın kapanmasına bizler artık bıktık ve yeter diyoruz. Yaşanan krizlerde bedeli emekçiler olarak her zaman ilk bizler ödemek istemiyoruz. Bıktık ve yeter diyoruz. Ekmeğimizin küçülmesini küçültülmesini kabul etmiyoruz. Bıktık ve yeter diyoruz.

Çünkü tüm kamu emekçileri sadece enflasyona endeksli yapılan ücret artışlarının yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü koşullarda kısa sürede eriyeceğini bugüne kadar defalarca tecrübe etmiştir. Sürekli olarak ifade ettiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı “sıfır” zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir. Kalıcı olan ise insanca yaşamaya yetecek bir ücret mücadelesidir. Bunun da yolu en düşük kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan temel gelirinin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir.

Bugüne kadar işçiler olarak bizler rahatlatacak teklifler maalesef kabul edilmemiş her seferinde masadan geri çekilmiştir. Bunun en çarpıcı örneği gelir vergisi dilimleridir. Vergi dilimlerinde kamu emekçisi yılın başında aldığı maaşın, yılın daha ortası olmadan erimeye başlaması ayıbı ortadan kaldırılmamıştır. Vergi dilimi tutarlarının günün koşullarına göre yıllardır söz verilmiş olmasına rağmen düzenlenmemesi sebebiyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalmaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir. Bu nedenle kamu emekçilerine karşı oynanan adeta bir ortaoyunun bir kayıkçı kavgasının bir an önce bitirilmesini sendikaların ve sendikacıların üyelerinin talepleri doğrultusunda gerçek mücadelelerini alanda göstermeleri gerektiğini sizlerin huzurunda ilan ediyoruz.

Bizler buradan bizi temsil eden Türk İş’e üyelerimiz adına bir kez daha seslenmek istiyoruz;

Hükümetin hiçbir işçiyi mutlu etmeyecek gerçeklerden tamamen uzak olan bu teklifi kesinlikle kabul edilmesin.

Yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az yüzde 15 refah payı + yüzde 45 zam artış oranları kadar zam yapılsın. Bu tekliften taviz verilmesin.

Temel ücret üzerine sosyal yardımlar, ek ödemeler, gelir vergisi düzenlemesi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlensin. 

Türk-İş'in taleplerinin tavizsiz hayata geçirilmesi için üretimden gelen güç her alanda kullanılsın. Ülke genelinde sesimizi duyurmak noktasında geniş çaplı bir eylem planı hazırlansın.

Buradan hükümete çağrımız ise  ivedilikle tekliflerini geri çekerek gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı, kabul edilebilir, geçim sıkıntımızı ortadan kaldıracak yeni bir teklifi masaya getirmeleridir.  Kamu emekçilerini açlığa, sefalete, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden yalancı enflasyon oranlarını ve zamları kabul etmiyoruz. Taleplerimizin yerine gelmesi için emek mücadelemizi sonuna kadar hep birlikte sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."