Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Günlük test kapasitemiz 50 bine ulaştığı halde hastalığın artık gerilemiş olması sebebiyle bu düzeyde test ihtiyacı doğmuyor. Yapılan testlerde pozitiflik oranı ise düzenli olarak düşüyor. Pozitif vakalarla teması olanlara, şüphelilere test yapılması bulaşma hızını düşürmüştür. Yeni vaka sayısı azalmıştır” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Bakan Koca, korona virüsle mücadele 8 haftanın geride kaldığını belirtti. Vatandaşlara seslenen Koca, “8 haftasını geride bıraktığın korona virüsle savaşında dünyanın sana hayranlık duyduğunu bilmelisin. Salgının başlangıcından bu yana izlediği strateji, tedavideki yenilikçiliği ve tedbirleriyle Türkiye, dünya toplumunun gündeminde. Türkiye’nin bilim insanları başarılarıyla dünyada bilim insanlarının ilgi konusu. Uluslararası televizyonlar başarı öykümüzü ekranlarına taşıyor. Dünyada öteki ucundan doktorlar Türkiye’deki meslektaşlarından bilgi alıyor. Bu başarının sahibi tedbirlere uyduğunuz ölçüde sizlersiniz. Eğer bilim insanlarımızın önerdiği tedbirleri uygulasaydınız, esnek davransaydınız sonuç alamazdık. 10 Mart’ın üzerinden 8 hafta geçti” diye konuştu.
“HER GÜNÜ KRİTİK, YARININ BU GÜNÜNDEN ÖNEMLİ BİR MÜCADELEDİR”
8 haftalık bir sürecin kısa bir zaman olduğunu vurgulayan Bakan Koca, “198 ülkede hayatı tehdit eden bugüne kadar 4 milyon 373 bin insanın yakalandığı, 294 bin insanın ölümüne neden olan ekonomisi çok güçlü, hayat standartları yüksek ülkelerde toplumsal düzeni dize getiren böylesi bir salgın hastalıkla mücadele 8 hafta kısa bir zamandır. Bu salgının 21’inci yüzyılın tarihine geçecek, insanlığın hikayesinde yeri olacak büyük bir olay olduğundan artık çok eminiz. Böylesi büyük bir hadisede 8 haftalık bir mücadele uzun ve yorucu değildir. Her günü kritik, yarının bu gününden önemli bir mücadeledir. Tedbirlere uyarak geçirdiğimiz 8 haftadan sonra riskli bir gün bile tabloyu değiştirebilir. Risk alınmış bir an bile hayata, hayatlara mal olabilir. Karıştığımız kalabalıktan, girdiğimiz bir kuyruktan salgın tekrar uç verebilir. Tedbir, temkin aklın seçeneğinden öte artık aklın mecburiyetidir. Bu salgında tek tek sizlerin sağlığından sorumluyum. Korona virüs salgını ikinci dünya savaşından sonra aynı anda tüm dünyanın konusu olan ilk olaydır. İkinci dünya savaşından sonra aynı sebeple en çok insanın öldüğü ilk küresel ölçekli olaydır. Korona virüs salgını bugüne kadar aynı anda tüm kıtaları tutan ilk salgındır. Korona virüs küresel dünyanın küresel salgınıdır. Salgın bizi hareketi sınırlamaya, izole olmaya, daha az temasa insanlarla aramıza fiziki mesafe koymaya, kontrollü yaşamaya zorluyor” şeklinde konuştu.
“YAPILAN TESTLERDE POZİTİFLİK ORANI DÜZENLİ OLARAK DÜŞÜYOR”
DSÖ verilerine göre dün dünyada toplam 82 bin 591 yeni vaka tespit edildiğini aktaran Bakan Koca, “Salgının kazandığı seyirde henüz bir değişiklik yok sadece Amerika’da dün bin 630, İtalya’da ise 172 yeni ölüm oldu. Türkiye günlük korona virüs tablosu ise dün eski günlere göre çok daha iyi bir tabloydu. İyileşen hasta sayımız toplam hasta sayımızın yüzde 70’ine ulaştı. Günlük test kapasitemiz 50 bine ulaştığı halde hastalığın artık gerilemiş olması sebebiyle bu düzeyde test ihtiyacı doğmuyor. Yapılan testlerde pozitiflik oranı ise düzenli olarak düşüyor. Pozitif vakalarla teması olanlara, şüphelilere test yapılması bulaşma hızını düşürmüştür. Yeni vaka sayısı azalmıştır. Hastalığın toplum içinde bulaşma yollarının kesilmesinde uyguladığımız strateji büyük rol oynadı. Bu strateji yaygın tarama yerine filyasyon yönteminin tercih edilmesiydi. Bugün sayıları 6 bin 239’a ulaşan filyasyon ekiplerimiz ilk vakadan bugüne riskli yani bir hastayla teması olmuş 722 bin kişiye ulaştılar. Böylece virüs kapmış olması muhtemel kişiler kendileri bulaştırıcı olma aşamasına gelmeden izole edildiler. Tedavinin tek başına başarı sağlayamayacağı gibi filyasyon da tek başına başarı sağlayamaz. Filyasyon ile tedbir ve tedavi birbirini tamamladı. İzolasyon sayesinde de disk yönetildi. Sosyal mesafe kuralıyla virüsün önü kesildi. Maske kullanımıyla solunum yoluyla bulaşan virüse karşı ciddi önlem alındı. Şu anki şartlarda salgın kontrol altında” ifadelerini kullandı.
“BAŞARI İLK DÖNEMDE OLDUĞU GİBİ YİNE TEDBİRLERE BAĞLIDIR”
Geçen hafta mücadelenin ikinci döneminde olunduğunu söylediğini hatırlatan Bakan Koca, “Başarı ilk dönemde olduğu gibi yine tedbirlere bağlıdır. Tedbirsiz davranmak tehdidin ortadan kalktığı yanılgısına düşmektir. Virüsü taşıyan insanların tamamının hastenelerde veya evlerde izolasyon altında olduğunu düşünmek tehlikelidir. Virüs şimdilik bilemeyeceğimiz bir dönem boyunca bu toplumda aramızda varlığını sürdürecektir. Virüs dünyada hareket halinde olacaktır. Son verilerin açıkça ortaya koyduğu gibi şu anda 1 hafta öncekinden çok daha iyi durumdayız. Salgın Hastalıklar fırsat tutkunudur. Virüse bu fırsatı tanırsak 1 ay öncesine dönmek ihtimal dahilindedir. Alışveriş kuyruğuna girmek, pazar yeri kalabalığına tedbirsiz karışmak risktir. Korona virüs tedbirlerinden ödün vermek bir çikolatayla rejimi bozmaya, çarpıntı yapacağını bile bile bir fincan kahve içmeye maalesef benzemiyor. Riskle hangi ortamda kim vasıtasıyla karşılaşacağımızı bilemeyiz. Belki de hiç belirti göstermeyecek biri size hastalık bulaştırabilir. Siz virüsü ondan alıp bünyesi zayıf birinin hastalığına sebep olabilirsiniz. Dışarıya maskesiz çıkmak, maskeyi yarı açık şekilde kullanmak sorumlulukla bağdaşmaz. Mesafe kuralını çiğnemek ise virüsle aramıza hiç sınır koymamak demektir. 8 hafta eğer istersek güçlüleri yeneceğimizin, korkuya kapılmadan riski yöneteceğimizin kanıtıdır” açıklamasında bulundu.
“İŞ YERLERİNE PANDEMİ RİSK YÖNETİMİ İÇİN TEDBİRLER, KURALLAR GELİŞTİRİYORUZ”
Gelinen noktanın umut verici olduğunu ifade eden Sağlık Bakanı Koca, “Sanayi bölgelerinde çalışanların sağlığını korumak, bulaşmayı önlemek için test laboratuvarları açıyoruz. İş yerlerine pandemi risk yönetimi için tedbirler, kurallar geliştiriyoruz. Bakanlık olarak yeni yaşamın gerektirdiği sağlık standartlarını oluşturuyoruz. Süreç bir tipik normalleşme değil, eski günler tam olarak geri gelmiyor. Salgın, bir hayat biçimi getirdi ve nelerin mümkün olabileceğini gösterdi. Bazı kısıtları nasıl aşabileceğimizi öğrendik. Yeni normaller yepyeni imkanlar keşfediyoruz. Salgını tarihteki tüm salgınlar gibi yeneceğiz ama virüsle savaşırken yeni şeyler öğreniyoruz. Salgın tarzında doğan yeni hayat tarzına kontrollü sosyal hayat diyoruz. Kontrollü sosyal hayat hepimizin ortak katkılarıyla gelişecek. Bizler kontrollü sosyal hayatı ikinci dönemin stratejisi olarak görmekteyiz. Kontrollü sosyal hayat bireyler için son derece önemli bir kolaylaştırıcıya sahiptir. Hayat eve sığar adlı bu kolaylaştırıcı ücretsiz internetten kolayca indirebileceğiniz bir mobil uygulama sizi olası riskler konusunda sizi baştan bilgilendiriyor, size rehberlik yapıyor. Gitmek, hizmet almak istediğiniz bir ortamda son 3 gün içinde pozitif tanı konmuş bir ziyaretçi ya da çalışan bulunmuşsa mobil uygulama yani risk rehberiniz sizi uyarıyor. Bugün itibariyle kullanıcısı 10 milyonu bulmuştur” dedi.
(İHA)