5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Eskişehir Adalet Sarayı önünde tören düzenlendi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törende Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz konuştu. Deprem felaketinde kaybedilen on binlerce yurttaşın ve 121 meslektaşlarının acısını bir kez daha yüreklerinde hissettiklerini ifade eden Baro Başkanı Elagöz, “Hayatlarını ve yakınlarını kaybeden; evleri, ofisleri yıkılan meslektaşlarımızı bir an bile unutmadan; enkaz altından çıkarılan avukatlık cübbelerini yeniden giyebilecekleri, adalet mücadelesini kaldığı yerden sürdürebilecekleri bir ortamın sağlanabilmesi için elimizden gelen tüm çabaları göstermeye devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

ROTAMIZ DEMOKRATİK, SOSYAL, LAİK HUKUK DEVLETİ

Son 20 yılda Cumhuriyet’in bütün kurumlarının içinin boşaltıldığını, liyakatın askıya alındığını belirten Elagöz, şunları söyledi: “Sadakat ön plana çıkartıldı. Toplumsal kutuplaşma hat safhaya ulaştı. Böyle bir ortamda Cumhuriyetin en eski ve en köklü kurumları barolar bütün sistematik saldırılara karşı hala dimdik ayakta ve hala güç erklerine karşı hukuk devletine olan inançla mücadele etmeye devam etmektedir. Eskişehir Barosunun rotası bellidir. Bizim rotamız Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldur. Bizim rotamız Cumhuriyet değerleridir. Bizim rotamız demokratik, sosyal, laik hukuk devleti anlayışıdır. Bizim rotamız hukukun üstünlüğüdür.”

AVUKATLAR SALDIRILARA UĞRUYOR, ÖLDÜRÜLÜYOR

Her 5 Nisanda bu kürsülerde avukatlık mesleğinin sorunları ve bununla paralel olarak Türk Yargı sisteminin sorunlarını burada kamuoyuyla paylaştıklarını ancak aradan geçen onlarca yıl içinde gerek meslek sorunları ve gerekse yargısal sorunların her geçen gün çığ gibi büyüyerek devam ettiğini aktaran Elagöz, “Her gün sahada olan ve yargının içinde bulunduğu tüm sorunları yaşayan avukatları ve baroları düşman gibi görüp bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almayarak hayatında hiç duruşma görmemiş, hakimiyle, savcısıyla, memuruyla, mübaşiriyle muhatap olmamış, hak aramamış kişileri Ankara’da masa başına oturtarak yargının güçlendirilmesini ve sorunlarını gidermesini beklemek beyhude bir çabadır. Biz avukatlar artık mesleğimizi icra edemez duruma geldik. Yalnızca mesleğini icra etme gayesi içinde olan meslektaşlarımız dosyanın tarafı olarak görülüp saldırılara uğruyor, öldürülüyor.... Avukatları korumak için ne yapıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

AVUKATLIK MESLEĞİ VE BAROLAR YOK EDİLMEK İSTENİYOR

 Açacakları davaya ilişkin kurum kayıtlarını bile inceleyemez hale geldiklerine dikkat çeken Elagöz, şöyle konuştu: “KVKK adı altıda çıkartılan kanun ile avukatlar artık kendi müvekkillerine ait davada kullanması gereken kayıtlara bile ulaşamaz duruma getirildi. Mesleğin sorunları ve çözümleriyle ilgili gerek Adalet Bakanlığı ve gerekse diğer ilgili birimlerle yapılan tüm görüşmelerde biz A diyoruz, onlar Z anlıyor. Ancak baroları kendilerine muhalif kurumlar olarak gördükleri için bu çarpık anlayışın sonucu olarak avukatlık mesleğini ve baroları her geçen gün yok etmeye yönelik bilinçli ve sistematik adımlar atılıyor.”

“BÖYLE BİR KARANLIK TABLOYA HİÇBİR DÖNEM ŞAHİT OLMADIM”

Devleti yönetenlere seslenen Baro Başkanı Mustafa Elagöz, şu eleştirileri dile getirdi: “Siz hukuka saygılı davranıyorsunuz, mesleğin ve yargının sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atıyorsunuz da barolar mı engel oluyor? Sizler hukuka saygılı davranıyorsunuz da biz mi karşı duruyoruz? Siz hukuku her gün ayaklar altında çiğnedikçe bizim de haklı olarak sesimiz ve tepkimiz yükseliyor. Siz böyle davranmaya devam ettikçe de biz sesimizi her yerde yükselteceğiz. Çünkü bizler her zaman, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunan kişiler ve kurumlar olduk.  Gelinen aşamada hukukun ayaklar altına alındığı, savunmanın yargının asli bir parçası olarak görülmediği bir sistem inşa edilmiş; yargıdaki liyakat sorunu, siyasi otoritenin yargı üzerindeki etki ve tahakkümü Türk yargısında içinden çıkılamaz bir hal oluşturmuştur. Meslek yaşamımda böyle bir karanlık tabloya hiçbir dönem şahit olmadım. Türk yargısı bana göre bilinçli ve sistematik bir şekilde yozlaştırıldı.”

TEK ÇARE LİYAKATLİ HUKUKÇULAR

Bu kötü gidişin tek çaresinin liyakatli hukukçuların yetkilendirilmesi ve yargıya müdahale edilmemesi olduğunu belirten Elagöz, “Bilinçsizce açtığınız hukuk fakültelerinden mezun ettiğiniz genç meslektaşlarımız için bir reform yapacaksanız defalarca bakanlığa ve yetkili kurumlara ilettiğimiz KDV indirimlerini, 3 yıl Bağ kur prim muafiyetini, vergi muafiyettlerini ,staj aşamasında hakim ve savcı stajyerlerine verdiğiniz maaş ödemelerini devlet olarak staja başlayan meslektaşlarımıza verin de o zaman yaptığınızın reform olduğunu söyleyebilelim. Kimin bütçesinden kime reform yapıyorsunuz?” diye konuştu.

UMUDUMUZU KAYBETMEDİK

Bütün karanlıklara rağmen umutlarını yitirmediklerini ifade eden Elagöz, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Umudumuzu bugüne kadar kaybetmedik, biliyoruz ki; aydınlık günler çok yakın. Savunmanın hak ettiği değere kavuştuğu, yargıya güvenin yeniden arttığı, doğru, adil ve hakkaniyete uygun kararlar alacağımız ve mesleğimizi layıkı ile yapabileceğimiz günleri hep birlikte görmek dileğiyle sözlerime iki cümleyle son veriyorum. Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Cumhuriyetin aydın avukatları, 5 Nisan Avukatlar Günümüz kutlu olsun.” 

Editör: şenay Yıldırım