Bir açıklama yapan SES Şube Eş Başkanı Dr Birtürk Özkavak, “Geçtiğimiz gün, 3 milyon 650 bin memur,13 milyon 900 bin emekli, Toplam 17 milyon 550 bin ülke emekçisinin beklediği maaş artışları yandaş sendikanın bir toplantısında çılgınca alkışlanarak % 25 olarak açıklandı. Bu açıklama üzerinden çok geçmeden %5 daha eklenerek maaş artışları %30 olarak belirlenmiş oldu.
TÜİK in marifetli hesaplamaları ve yandaş sendikalar eliyle memur ve memur emeklileri hayal kırıklığına uğratıldı.
Her gün başta temel tüketim mallarına çok büyük oranda zam gelirken, doğalgazdan elektriğe suya ekmeğe zam gelirken bizim maaşlarımıza %30 artışlar verilmesini anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Üstelik her birimiz gerçek enflasyon rakamlarının %200 lere dayandığını biliyoruz ve ENAG isimli bağımsız araştırma kurumu da yaptığı çalışmalarla gerçek enflasyonun çok yüksel olduğunu gösteriyor.
Bütün bunların yanında daha bir kaç gün önce halktan alınacak vergi ve Cezalara yüzde %122 zam, ASGARİ ÜCRETE %54 zam verildi. Böyle bir durum ülke tarihinde görülmemiştir. Bu adaletsizliği haksızlığı içine sindirmek mümkün değildir.
Adaletsizlik eşitsizlik her yerde ayyuka çıkmış durumdadır. Ülkemiz insanlarının çok büyük bir kısmı açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Bu artışla bir kez daha teyit edilmiştir. Tıp fakültesi hastanemizde bir çok emekçi açlık sınırının altında ücretler almaktadır. Örneğin 250 tane asgari ücretli, işçi bulma kurumundan gelen, 3 ayda bir değiştirilerek çalıştırılmakta ağır koşullara mahkûm edilmektedir.
yine tıp fakültesi hastanesinde 20 yıldır taşeron olarak çalışıp yakınlarda kadroya geçen, 3 yıl bekleyip sendikalı olan, şu anda aldığı maaş asgari ücretin altında kalan 900 tane 4 /d li işçi arkadaşımız var. Onlarda bir an önce insanca yaşayacak ücretler talep ediyorlar. Bugün geldiğimiz noktada işçi memur demeden tüm çalışanlar açlık ve yoksulluk sınırına mahkûm edilmektedir.
Öte yandan iktidarın büyük desteği ile yetkili olan sendikanın gerçek yüzünü bu süreçte bir kez daha gördük.% 25 açıklandığında alkıştan elleri yorulan memur sen başkanı bu haliyle tarihe trajikomik bir fotoğraf bırakmıştır. Kuşkusuz bu unutulmayacaktır. Sırtını iktidara dayayan, tüm işlevi kamu emekçilerinin mücadelesini bastırmak, ehlileştirmek olan, iktidarın ideolojik aparatçığı, yalvaran, el açan memur sen, emekçilerin yoksullaşmasının iktidarla birlikte suç ortağıdır.
SES olarak, iktidarlardan icazet beklemek yerine her zaman olduğu gibi insanca yaşamaya yetecek ücret için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle tüm yurtta alanlardayız. .
Biz Ne İstiyoruz?
1- Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalıdır.
2- Öte yandan tüm kamu emekçileri ve emekliler bu artışın yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü koşullarda kısa sürede eriyeceğini bugüne kadar defalarca tecrübe etmiştir. Her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı “sıfır” zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir. Kalıcı olan ise insanca yaşamaya yetecek bir ücret mücadelesidir. Bunun da yolu en düşük kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan temel gelirinin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir. Temel ücret üzerine kıdem yılı, eğitim durumu, yapılan işin riski ve niteliği gibi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlenmelidir.
3- Yine kamuda çalışma güvenceli ve kadrolu olarak yapılmalıdır. Aynı işi yapanların eşit ücret alması gerekmektedir. 4-a, 4-b, 4-c, 4-d, ASDEP gibi farklı istihdam modelleri ile güvence ve ücret açısından yaşanan ayrımcılığı kabul etmiyoruz.
4- Vergi dilimi soygununa son verisin %10 ile vergi sabitlensin
Tüm kamu emekçilerini ve emeklileri bugünün acil talebi olan en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”