25 Kasım’ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesinin temelinde trajik bir öykü yer alıyor. 1960 yılının 25 Kasımında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeşin (Mirabel Kardeşler) tecavüz edilerek öldürülmesi üzerine 1981’de, Latin Amerikalı ve Karayipler’den kadın grupları 25 Kasımı "Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü" ilan eti. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999’da, 25 Kasım’ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi. 

Avrupa Kadın Hakları Girişimi nin kadınların vazgeçilmez ve ertelenemez bu mücadele günü için yayımladığı bildiri şöyle:

"25 Kasım 1960 3 kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Terasa Trujillo diktatörlüğü tarafından tecavüz edilerek katledildiler.
Mirabel kardeşler eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele yürütüyorlardı. Patria 1960 Haziran ayında diktatörlük karşıtı en büyük haraket olan Clandestina yı kurdu. Iki kız kardeş de ona katıldı mücadelelerinden ötürü haraketin sembolu haline geldiler.1960 ın Kasım ayı başında Trujillo diktatörlüğü Mirabel kardeşlerin kendileri için en büyük tehlikelerden biri olduğunu açıkladı. Ardından 25 Kasım da 3 kız kardeş tecavüz edilip katledildi.Diktatörlüğün açıklaması araba kazasında öldükleri şeklinde olmuştu.
Mirabel kardeslerin bu katliami ibreti alem tarzında tüm dünya kadınlarına özelde ise demokrasi ve devrim mücadelesine katılan kadınları korkutmak silikleştirmek ve baskı altında tutmak için yapılmıştır. Sistemin sahipleri kadınların örgütlü gücünden korkuyor. Çünkü tarih defalarca gösterdiki, dizginlerinden boşalan kadınların öfkesi onların saltanatları için büyük bir tehlike. Dünyanın neresinde olursa olsun kadınların özgürlük haykırısları her türlü baskıya rağmen hiç bir zaman susturulamadı ve susturulamayacak, çünkü kadını isyana teşvik eden maddi koşullar dün olduğu gibi bugün de mevcut. Baskının olduğu yerde isyan etmek meşrudur.
Mirabel kardeşlerin katledilmesinden 39 yıl sonra Birleşmiş Milletler "kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslar arası mücadele günü" olarak karar altına almıştır. Fakat aynı Birleşmiş Milletler Irakta ve Afganistanda kadınların dolayısıyla toplumların yaşadığı tecavüz, işkence ve katliamlara yönelik herhangi bir yaptırımda bulunmayıp savaşan taraflardan güçlü olanın gerekli gördüğünde kendisini devreye sokacağı gününü beklemektedir.
Avrupa Demokratik Kadın Haraketi girişimi Mirabel kardeşleri kendi mücadelesinin sembollerinden biri olarak kavrar. Bugünü sahiplenirken demokratım ilericiyim diyen tüm kadınlardan kurumlara kadar tüm toplumu artık kendimizi günler ve anmalarla avutmayalım.Aksine örgütlü yaptırım gücüne dönüşmemiz için daha fazla gecikmeyelim gerçekliğini şiarlaştırmaktadır. Mirabel kardeşler gibi örgütlenmeden ve örgütlemeden kadınların karşı karşıya bulunduğu psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet sona ermeyecektir.
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi Girişimi Mirabel kardeşlerin mücadele bayrağını taşımaya devam ediyor, onlar mücadelemizin sembolleridir. Kendimizi çeşitli günler ve anmalarla avutmuyor ve gelecek güzel günleri beklemiyoruz, aksine güzel günleri yaratmanın sorumluluğunu üstleniyoruz. Örgütlü yaptırım gücü olmak için Mirabel kardeşler gibi örgütlenip ve örgütlemekte ısrarlı olmalıyız, bedeli ne olursa olsun. Çünkü bizi hiç kimse ve hiç bir kurum kurtaramayacak ve karşı karşıya olduğumuz psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet kendiliğinden sona ermeyecektir.
Mirabel kardeşlerin mücadelesi tüm dünya kadınlarının mücadelesidir. Kadına karşı uygulanan her türlü şiddeti insanlık suçu olarak kınıyoruz.
Mirabel kardeşlerin mücadelesi tüm dünya kadınlarının mücadelesidir, çünkü dünyanın neresinde olursa olsun "BEN KADINIM" demek yürek ister! Avrupa Demokratik Kadın Hareketi yürekli kadınların vermiş olduğu en ilkelinden en bilimsel mücadeleyi kucaklamak amacıyla, baskısız ve sömürüsüz bir dünyanın vizyonuyla yürüyüşüne başlamış bulunuyor.

 Alıntı..